Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
+6
qizolum.
nessie!!
●~яσѕє яυѕѕєℓℓ~●
Bella_Ceren
Mikli4
rens-peri
10 posters
2 sayfadaki 3 sayfası
2 sayfadaki 3 sayfası • 1, 2, 3
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Harika bir bölüm yazmışsınız.Tebrik ederim kızlar
Yeni bölümü sabırsızlıkla bekliyorum =)
Yeni bölümü sabırsızlıkla bekliyorum =)
Alice in Wonderland- Yeni Üye
- Mesaj Sayısı : 72
Puan : 72
Kayıt tarihi : 02/01/11
Yaş : 30
Nerden : Ankara
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Çok teşekkür ederiz bitanem. Beğenmene çok sevindik. Zamanını ayırdığın için çok sağol.
Bella_Ceren- KurtAdam
- Mesaj Sayısı : 7995
Puan : 18017
Kayıt tarihi : 26/12/10
Nerden : Ankara
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Aslı'm,Ceren'in de dediği gibi ilk ilkimiz sen oldun :)
Sushine,canım çok teşekkür ederiz. :) Bölümümüzü beğendiysen ne mutlu bize. :)
RobSten,çok teşekkür ederiz ablacım :) Beğenmene çok sevindik. :)
Alice in Wonderland,yorumun için çok teşekkür ederiz canım :) Beğenmene çok sevindik :)
Zamanınızı ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. :)
Sushine,canım çok teşekkür ederiz. :) Bölümümüzü beğendiysen ne mutlu bize. :)
RobSten,çok teşekkür ederiz ablacım :) Beğenmene çok sevindik. :)
Alice in Wonderland,yorumun için çok teşekkür ederiz canım :) Beğenmene çok sevindik :)
Zamanınızı ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. :)
rens-peri- Vejeteryan
- Mesaj Sayısı : 700
Puan : 935
Kayıt tarihi : 12/01/11
Yaş : 27
Nerden : İstanbul
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Kızlaaar. Çok, çok güzel bir iş çıkartmışsınız! Zaten giriş enfes olunca, insan devamının da en az o kadar iyi olacağının sinyalini alıyor. Duyguları mükemmel ifade etmişsiniz. Nasıl emek verdiğiniz, kelimeleri cımbızla tek tek nasıl çekip aldığınız ve ardına şahane cümlelerle bölümü nasıl harikalaştırdığınız ortada. Fazlasıyla duyguya yönelik bir bölümdü, belki de başlangıçta geçmişin ne kadar acı dolu anlamak için iyi olmuştur. Özellikle siz Ceren Hanım, ilk yayınladığınız Edward-New Moon hikayesini hatırlayınca insan şok geçiriyor bu yazıyla. :) Sena'mın sitede paylaşmadığı yazıları bile okuduğum için şaşırılacak bir yazıyı okuyacağımı tahmin ettiğimden, şaşırmadım. Kısacası, iki dev kalem birleşince neler olduğunu gördük. Sadece şunu belirtmek istiyorum, böyle paragrafların arasında boşluk olsa daha iyi olabilir, insanın gözü biraz yoruluyor siyahlıkta, arada nefes aldırmak gerek yazıya. :) Hisleri yansıtmayı ustalıkla halletmişsiniz, temel kurgu da ilgi uyandırıcı. İleride bu kurgunun nerelerden nerelere geleceğini, olay akışının nasıl ilerleyeceğini merak ediyorum. Bir de ana karakterlerimiz ve diğer karakterlerin kişisel özellikleri vs. var elbette. Eminim, onları da fevkalade yazarsınız.
Zaten yürek sadece aşkın büyüsüne şahitlik etmek için kutsaldır.
Bu söze ne denir... İnsanın kelimelerini boğazına tıkarsınız siz. :)
Samantha... Her şeyin başlangıcı, aynı zamanda uzun duygularımın virgülüydü o.
Eğik yazılan kısma bittim. :)
Eğer hayatından gerçekten mutluysan yaşamak için beklemek sadece aptallıktır.
Ceren ve Sena'dan hayat felsefeleri. =) Eh, beklemek, gerektiğinden fazla beklemek, mutlu değilsen bile aptallık olabiliyor.
Daha nice cümleler var, altın değerinde. Şimdilik gözüme bunları kestirdim. =)
Bu arada, ilk ilkiniz olma şerefine nail olduğum için sevinçliyim.
Ellerinize sağlık canlarım.
Zaten yürek sadece aşkın büyüsüne şahitlik etmek için kutsaldır.
Bu söze ne denir... İnsanın kelimelerini boğazına tıkarsınız siz. :)
Samantha... Her şeyin başlangıcı, aynı zamanda uzun duygularımın virgülüydü o.
Eğik yazılan kısma bittim. :)
Eğer hayatından gerçekten mutluysan yaşamak için beklemek sadece aptallıktır.
Ceren ve Sena'dan hayat felsefeleri. =) Eh, beklemek, gerektiğinden fazla beklemek, mutlu değilsen bile aptallık olabiliyor.
Daha nice cümleler var, altın değerinde. Şimdilik gözüme bunları kestirdim. =)
Bu arada, ilk ilkiniz olma şerefine nail olduğum için sevinçliyim.
Ellerinize sağlık canlarım.
qizolum.- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 2942
Puan : 5198
Kayıt tarihi : 13/01/11
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Kuzum sana ölürüm ben ya. İlk hikayemden bu yana yol katettiğimi senin gibi değerli bir dostumdan duymak o kadar iyi geldi ki anlatamam. Çok çok teşekkür ederim. Bu beni çok sevindirdi. Beğenmen ikimizde çok çok mutlu kıldı. Satırlarımızı başarılı bir şekilde sizlere aktarabilmişsek ne mutlu bize Aslı'm. Okuyan gözlerine, tatlı mı tatlı, sımsıcacık yüreğine sağlık canımın içi. Çok teşekkür ederiz.
Bella_Ceren- KurtAdam
- Mesaj Sayısı : 7995
Puan : 18017
Kayıt tarihi : 26/12/10
Nerden : Ankara
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Oha ama.Süper yazmışsınız. İkinizi de ayrı ayrı tebrik ederim
Harika bir konusu var. Siz yazınca hele iyice tadına doyulmaz olmuş.Çok,çok beğendim ellerinize sağlık :)
Harika bir konusu var. Siz yazınca hele iyice tadına doyulmaz olmuş.Çok,çok beğendim ellerinize sağlık :)
JustyKolik- KurtAdam
- Mesaj Sayısı : 3389
Puan : 3414
Kayıt tarihi : 24/12/10
Yaş : 28
Nerden : Omnia vincit amor ♥
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
morgan a yazık ya..
üzüldüm.
ah aşk ah..
samantha ya da üzüldüm yav..
neyse..
bu kadar duygu yüklü konuşma yeter
ellerinize sağlık kızlar
HARİKA bir başlangıç olmuş
yeni bölümü merakla bekliyoruk :)
bu arada yeni bölüm demişken..
yeni bölüm ne zaman gelir ?
üzüldüm.
ah aşk ah..
samantha ya da üzüldüm yav..
neyse..
bu kadar duygu yüklü konuşma yeter
ellerinize sağlık kızlar
HARİKA bir başlangıç olmuş
yeni bölümü merakla bekliyoruk :)
bu arada yeni bölüm demişken..
yeni bölüm ne zaman gelir ?
●~яσѕє яυѕѕєℓℓ~●- Mesaj Sayısı : 37
Puan : 53
Kayıt tarihi : 05/01/11
Yaş : 27
Nerden : İzmit
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Büşra'm, beğenmene çok sevindik canımın içi. Zamanını ayırdığın için çok sağol. :) O güzel yüreğine, tatlı mı tatlı gözlerine sonsuz teşekkürler.
●~яσѕє яυѕѕєℓℓ~●, çok teşekkür ederiz canım benim. Zamanını ayırdığın için çok sağol. Yeni bölüm en kısa zamanda diyelim. :)
●~яσѕє яυѕѕєℓℓ~●, çok teşekkür ederiz canım benim. Zamanını ayırdığın için çok sağol. Yeni bölüm en kısa zamanda diyelim. :)
Bella_Ceren- KurtAdam
- Mesaj Sayısı : 7995
Puan : 18017
Kayıt tarihi : 26/12/10
Nerden : Ankara
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
[Resimleri sadece adminler görebilir.]
[Linkleri sadece adminler görebilir.]
"Yudum yudum tükettiğim aşk boğazımı yakarken buna asla kızamaz ya da tepki gösteremezdim. Çünkü aşk sadece bir kez yakar ama çoğu kez kavurur. Kavurduğu an şimşekler çakar yüreğinde. Aşkın yağmuruna tutulursun ve ne yazık ki yanında şemsiyen yoktur."
Rüzgar saçlarını usulca savururken hayran hayran bakıyordum ona. Sadece ve sadece bana özel olan bu şahesere sahiplenici hislerle odaklanmıştım. Küçük esintilerle gelecek olan yoğun yağmur ve fırtınayı simgeleyen rüzgar umurumuzda bile değildi. Samantha, bakışlarını yerden kaldırdığında bana kısa bir süre baktı ve küçük bir çocuk muzurluğuyla kendini yere serdi. Küçücük ve tatlıca kahkahalarıyla yüreğimi şenlendiriyordu adeta. Konuşmaya hazırlandığını hissettiğim anda bende kendimi yere serdim. Bundan güç almışçasına ellerini havaya kaldırdı ve dudaklarını araladı:
"-Küçücük ama kocaman bir evimiz olsun Morgan."
Kaşlarımı çattım ve serildiğim yerden kalkarak doğruldum.
"-Küçük olup, kocaman sıfatını taşıyan bir ev sadece senin o tatlı aklında mı canlanıyor küçük hanım?" dedim şakaklarına dokunarak.
"Küçük olan ev, içi değil sevgilim."
"-Dıştan küçük, ama içi ferah olan bir ev mi kastetmek istediğin?"
Aradığı cevabı bulmuşçasına parmaklarını şıklattı.
"-Evet hayatım, tamda bunu kastetmeye çalışıyordum."
Bedenimi bir an için rüzgarın tatlı esintisine bıraktım ve gözlerimi yumdum. Samantha yerinde kıpırdandı. Tepkime anlam vermeye çalışıyordu. Elini hafifçe yüzüme dokundurdu. Yavaşça ellerimi kaldırdım ve yüzüme yerleştirdiği elini hafifçe kavradım. Diğer elini de kavradıktan sonra derin bir soluk aldım.
"-Başka?... Başka ne düşlüyorsun sevgilim?" ve ardından hızlıca ekledim. "Sende kapa o güzel gözlerini ve hayal et. Hadi!"
"-Tamam." dedi heyecanla ve birkaç saniye sessiz kaldı.
"-Benim en güzel hayalim sensin aşkım. O evde sen olduğun sürece ben nefes alabilirim. Her köşesi seninle aydınlık, seninle ferah. Senin soluğunu hissetmeden durduğum her yer cehennem benim için."
Kalbimin içimde tepindiğine yemin edebilirim. Kan hücrelerime o kadar hızlı temas ediyordu ki başım dönmeye başladı ve midemin kelebekleri uçuştu. Ey aşk, sen nelere kadirsin böyle!
"-Peki sen, sen neler düşlüyorsun?
Muzurluk yapıp, kalbimin atışlarını biraz olsun yavaşlatabilirdim. Yoksa kalbim göğsümü delip havalanacaktı.
"-Imm, ben şey sensiz, huzurlu ve sakin bir yaşam düşlerdim."
Kıkırdayarak söylediğim bu sözler Samantha'nın "Maymun! Dalganın sırası değil. Hayal kuruyoruz şurada." demesine sebep oldu.
"-Tamam, tamam şaka. Sadece ufacık bir şaka." dedim ve gözlerimi açtım. Onunkiler hala kapalıydı. Öyle huzurlu bir hali vardı ki içim kıpırdandı. Kusursuz yüz hatlarına bakarak konuşmayı denedim.
"-Ben, yanımda sadece ve sadece senin olduğun bir yaşam düşlüyorum. İsterse evimiz olmasın ama sen yanımda oldukça ben bu ıssız ormanı yuvam bellemeye bile hazırım."
Dudağı hafifçe yukarı kıvrıldı ve sonra dişleri alt dudağını sahiplendi. Dişlerini çektiğinde aramızdan hafif bir rüzgar esti ve işte o zaman hareketlendim. Bunu hissetmişti ama gözleri hala kapalı şekilde duruyordu. Yüzümü yüzüne doğru yaklaştırdım ve dudakları açılıp kapandı. Nefes kapılarımızı bütünleştirdiğimizde ellerimiz hala birbirine kenetliydi. Her öpücüğümde onu hissettim, ona duyduğum aşkı daha da alevlendirdim. Ellerini ellerimden çektiği anda parmaklarını ensemde, kollarını boynumda hissettim. Kendini bana daha da yaklaştırdığında kollarımı beline doladım, aramızda kalan mesafeyi kapadım. Ve şimdi tek bedendik. Ruhumuz ve tüm benliğimiz yüreğimizin tercümanı olmuşçasına haykırıyordu.
Bu aşk dolu anımızın hiç bitmesini istemeyerek yaşarken içime dolan amansız hissi kavradım yüreğim ile. Korku doluydu. Onu kaybetmenin korkusuyla daha da bir sarıp sarmaladım narin bedenini. Dudaklarını daha çok hissetmeye çalıştım. İçimdeki his canımı yakmaya başlarken Samantha'nın dudakları dudaklarımdan ayrıldı. Acıyla irkildim. Sanki kopup gitmişti. Gözlerimi panikle açtım ve gülen yüzü ile karşılaştım. Suratıma doğru yaklaştı ve bir problem olup olmadığını anlamaya çalıştı. Kaşları hafifçe çatıldı ve gözleri merakla doldu. Biran önce bu psikolojiye son vermek zorundaydım. Dudaklarımı alnına doğru hareketlendirdim. Uzun bir süre böyle durduk ve dudaklarımı çektiğimde içimde yine o his meydana geldi. Nefes almakta güçlük çektiğimi farkettim. Samantha telaşla yüzümü ellerinin arasına aldı:
"-Morgan? Neler oluyor, iyi misin?"
Tutmuş olduğum nefesimi bırakırken Samantha'nın yüzümdeki ellerini tutup öptüm. Onu içime hapsetmek istercesine sarıldım. Saçlarını okşayıp, kokladım. Ellerimi o güzel yüzünde gezdirirken dudaklarım, duygularımın isyanını dışa vurdu.
"-Bırakma beni."
Samantha kulağıma doğru o tatlı nefesini üfledi. Ensem bu tatlı esintiyle gıdıklanmaya başlamıştı.
"-Ben seni asla bırakmam sevgilim. Asla..."
Sözlerinden güç alarak daha sıkı sarıldım ona. Öyle çok seviyordum ki onu. Asla kopamazdım ondan. Yüreğimin tek parçasıydı o. Tanımlayamadığım birçok duygunun adıydı o. Ve ben, onsuz tek bir an bile düşleyemezken içim alevleniyordu sanki. Ve alevler beni yakmaya başlamıştı.
Bir anda Samantha kollarımdan hızlıca ayrıldı ve büyük bir çabuklukla bedeni yere serildi.
"-Samantha!" diye bağırdığım sırada kollarım ve bedenimi bir güç geriye hapsetti ve kıpırdayamadım. Evet, kıpırdayamadım. Canım yanıyordu. İçimde kıpraşan duyguların rüyası mıydı bu yaşanılanlar? Yok, bu bir rüya olamazdı. Acı o kadar gerçekçiydi ki rüya olmadığını kavramamı sağlayan tek nedendi.
"-Samantha!" diye tekrar bağırdım. Damlalar gözlerime ilişirken sel gibi akmaya ant içmiş olacak ki anında boşalmaya başladılar. Kendi canım yanıyordu ama duyduğum acı ağlatmıyordu beni. Samantha'ya bir şeyler oluyordu. Bedeni çırpınıp, can çekişiyor gibiydi. Neler oluyordu burada anlamıyordum. Kim veya ne gibi bir güç benim sevgilime kıyıyordu?
Güç almak istercesine Samantha'ya tekrar seslendim.
"-Samantha! Beni duyuyor musun? Samantha!"
Canı yanıyordu, kavruluyordu. Acı dolu inlemelerinin arasından sadece "Morgan! Yardım et, canım çok yanıyor." cümlesini duyabildim. Ve bu sözcükler benim sonumu da beraberinde getirmişti.
Çığlıklar atmaya ve daha çok ağlamaya başladım. Gözlerimi Samantha'dan bir an olsun ayırmıyordum. Kulaklarım isyandayken otoriter ve boğucu bir sese tanık oldum.
"-Yeter! Bırakın."
Ve şimdi ilk defa gözlerimi Samantha'dan ayırarak sesin geldiği yönü kestirmeye çalıştım. Hiçbir kanıt bulamayınca Samantha'nın yanına hızlıca ulaştım. Ağlıyordu. Bedeni yorulmuş bir haldeydi. Terden sırılsıklam olmuştu. Tişörtümü üzerimden çıkardım ve yüzündeki yoğun teri silip attım.
"-Samantha?" diyebildim güçsüzce.
"-Morgan, ben..." sertçe yutkundu. Yüzünü ekşitmişti, telaşlandım.
"-Evet sevgilim, ne oldu?
"-Morgan, ben ölüyorum."
Yüreğim çırpınmaya, bedenim hissizleşmeye başlamıştı. Hayır, o ölemezdi.. Neyden bahsediyordu böyle?
"-Yoo, hayır. Hiçbir şey olmayacak sana. Söz veriyorum aşkım."
Yüzüne güçlükle bir tebessüm yerleştirdi.
"-Dayanamıyorum." sözcükleri dudaklarından döküldüğü anda narin bedenini kollarımla kaldırdım ve bedenime sabitledim.
"-Gevşemeye çalış sevgilim. Rahat ol. Kurtarıcam seni."
"-Denicem aşkım." Güçlükle nefes alıyordu.
"-Hadi devam edelim hayalimize. Hani bizim bi evimiz olucak ya, yemyeşil bir bahçesi de olsun olur mu sevgilim?"
Boğazıma takılan yumruyu es geçerek cevap verdim.
"-Olucak aşkım. Çok güzel bir bahçesi olucak hemde. Çocuklarımız oynayacak o bahçede. Seninle beraber yeşerticez o bahçeyi."
"-Peki salıncakta olucak mı?"
"-Olucak tabi, olmaz olur mu?"
"-Çok güzel..." dedi nefesini üfler gibi.
"-Ben seni asla bırakmam sevgilim. Ölsem de ruhum hep yanında olucak. Bedenim toprağı arzulerken ruhum sadece senin. Hep... Ve ben seni her zaman çok sevicem. "
"-Bende seni meleğim. Ama sana bir şey olmayacak. Ben yanındayım."
"-Biliyorum, ruhumu senden başka kimse sahiplenemez."
Ve işte her şey o anda olmaya başladı. Gök delinmişçesine yağmur bastırdı ve amansızca gürlemeye başladı.
"-Korkuyorum Morgan." dedi çaresizce.
"-Korkma sevgilim. Ben yanında oldukça hiçbir şeyden korkma."
Ve tekrardan o tiksindirici ses devreye girdi.
"-Bu kadar emin olma Morgan Mystery."
Nefret yüreğimi çevrelerken haykırdım:
"-Sende kimsin?"
İğrenç bir kahkaha savurdu çevreye.
"-Sokağa çıkma yasağı size pek gerçek gelmemiş galiba. Korkusuz aşıklar sizi. Korkmanız gerekirdi oysaki. Onurlu ve yıkılmaz gençler! Ölümden korkmamanız gerçekten ayakta alkışlanmalık cinsten. Kutlarım!"
"-Amacın ney senin? Canımızı almak mı? Eğer böyle bir şey yapacaksan ona dokunma ne olur. Ama bana istediğini yapabilirsin."
"-Fedakar aşık! Onu gerçekten bu kadar çok mu seviyorsun? Ama bak o sana tutunamayacak kadar ruhsuz."
İşte o anda Samantha ellerimden kaydı. Tutamadım. Göremediğim aptal bir yaratık nelere tanık olmamı sağlıyordu böyle?
Boğazıma düğümlenen hıçkırıklara mani olmaya çalışırken sessizce nefesimi üfürdüm.
"-Yapma!" diyebildim sadece. "Ne olursun dokunma ona."
Bedeni bir anda toprakla buluşmuştu. Kalan tek gücüyle toprağı sıktı. İçimde kopan fırtına dilsizleşiyordu. Dizlerimin üstüne çöktüğümde Samantha'nın inlediğini ve ve daha sonra bakışlarını bana yönlendirdiğini gördüm. Haykırıyordu adeta gözleri. Neler oluyordu bize, aşkımıza? Yüreğimiz neden bu kadar sessiz ve tepkisiz kalabilmişti?
"-Hayıııırrrr!!!" diye çığlık çığlığa bağırmaya başladım. Ağladım, ağladım ve ağladım. Durmak bilmeden ağladım. Son kez baktım ona. Gözlerini bana dikmişti. Hafifçe gülümsedi ve elini kaldırdı. O narin kolunu ve ellerini hareketlendirdi. El sallıyordu, veda ediyordu bana! Yoo, hayır böyle bir şey olamazdı. Kolu aniden düştüğünde kendimi bulunduğum yerden çok uzakta hissettim. Sanki yanına koşsam her şey düzelecekti. Ayağa kalktım ve koşar adım yanına ilerlemeye çalıştım.
Bir anda ensemdeki gerilmeyi acıyla hissettim. Buraya geldiğimizde ona uyum sağlamak için bende yere serilmiştim. Ve şimdi aşk uyumu hakediyordu. Bedenim umarsızca yere serildi ve dudaklarım sadece bir çift söz için açıldı ve sonra kapandı.
"-Ruhun hala benimle değil mi sevgili?"
[Resimleri sadece adminler görebilir.]
Samantha Golgberg...
''Hayatın ve yaşadıklarımın rastlantı olduğunu söyleyemezdim.Bildiğim şeylerden vazgeçmeden yürümüştüm her zaman ama nereden bilirdim hataların beni bu kadar acımasız bir sona sürekleyeceğini?Bu benim hayatımdı.Aşk için atan kalbimden vazgeçmiştim ama biliyordum Morgan yaşadığı sürece benim bedenim huzur bulacaktı.Benim ölü bedenim,yaşanmışların ardına saklanmak yerine Morgan'ın kalbinde hayat bulacaktı...Tıpkı olmasını istediğim gibi.''
Morgan'la geçen zamanın nasıl geçtiğini bile farkına varmıyordum.Rüzgar saçlarımı usul usul savuruyordu özgürlüğün verdiği huzurla...Morgan o masmavi gözlerini benden hiç ayırmıyordu.Bir kez olsun başka bir yöne doğru bakışlarını çevirdiğini görmemiştim.Rüzgar ve aniden bastıracak olan yağmuru önemsemeden mutluluğumuzu yaşıyorduk.Bakışlarımı yerden kaldırdım ve ona ufak bir gülümseme hediye ettim.Tıpkı bir çocuk edasıyla kendimi yere attım.Ellerimi gökyüzüne kaldırdım ve neşeli bir kahkaha attım.Dudaklarımı araladım ve hayal ettiğim küçük yuvamızı anlatmak istedim.
"-Küçücük ama kocaman bir evimiz olsun Morgan."Morgan yattığı yerden doğruldu ve muzip bir tavırla kaşlarını çattı.
"-Küçük olup, kocaman sıfatını taşıyan bir ev sadece senin o tatlı aklında mı canlanıyor küçük hanım?" dedi şakaklarıma dokunarak.
"Küçük olan ev, içi değil sevgilim."dedim iç çekerek.Morgan bu tavırlarıyla gözüme olduğundan daha şirin gözüküyordu.
"-Dıştan küçük, ama içi ferah olan bir ev mi kastetmek istediğin?"Nihayet anlamış olmasının verdiği mutlulukla parmaklarımı şıklattım ve gülümsedim.
"-Evet hayatım, tamda bunu kastetmeye çalışıyordum."Morgan serin kanlı tavrıyla gözlerini yumdu.Aniden gösterdiğim refleksle yerimde kıpırdandım.Elimi titrek bir şekilde kaldırdım ve yüzüne dokundum.Ellerini kaldırdı ve yanağımda duran elleriyle ellerimi kavradı.
"-Evet hayatım, tamda bunu kastetmeye çalışıyordum."Morgan serin kanlı tavrıyla gözlerini yumdu.Aniden gösterdiğim refleksle yerimde kıpırdandım.Elimi titrek bir şekilde kaldırdım ve yüzüne dokundum.Ellerini kaldırdı ve yanağımda duran elleriyle ellerimi kavradı.Boşta kalan eli sıkıca elimi kavradı.Gülümsedim yavaşça...Onunla olduğum her dakika yaşamdan kopmuş sadece onun dünyasında yaşıyor gibi hissediyordum kendimi...Onun ve benim olduğum bir dünyada.
"-Başka?... Başka ne düşlüyorsun sevgilim?"dedi ve benim cevap vermeme izin vermeden lafına devam etti. "Sende kapa o güzel gözlerini ve hayal et. Hadi!"dedi.
''-Tamam''dedim heyecanımı belli ederek.Bir süre sadece hayal ettim.Aslında nerede olduğumuz,nasıl olduğumuz umurumda değildi tek istediğim onunla olmaktı.
"-Benim en güzel hayalim sensin aşkım. O evde sen olduğun sürece ben nefes alabilirim. Her köşesi seninle aydınlık, seninle ferah. Senin soluğunu hissetmeden durduğum her yer cehennem benim için."dedim.Ve gözlerimi yere diktim.Bu söylediklerim karşısında en ufak bir pişmanlık duymuyordum,aşk bazen insana asla yapmayacağı şeyleri bile kolayca yaptırıyordu.Gözlerine baktım ve sıranın bende olduğunu anladım.
''Peki sen,neler düşünüyorsun?'' "-Imm, ben şey sensiz, huzurlu ve sakin bir yaşam düşlerdim."Sinir bozucu bir şekilde kıkırdadı.Bana olan sevgisinden emin olmasaydım bu söylediğine inanır ve naz yapan şımarık kızlar gibi onu azarlardım.Yavaşça karnına vurdum ve kaşlarımı çattım.
"Maymun! Dalganın sırası değil. Hayal kuruyoruz şurada."
"-Tamam, tamam şaka. Sadece ufacık bir şaka." dedi.Bir süre huzurla gözlerimi kapalı tuttum.O yanımda olduğu sürece korkusuzdum.Anlam veremediğim bir çok şeye karşı güçlüydüm.
"-Ben, yanımda sadece ve sadece senin olduğun bir yaşam düşlüyorum. İsterse evimiz olmasın ama sen yanımda oldukça ben bu ıssız ormanı yuvam bellemeye bile hazırım."Dudağımı hafifçe yukarı kıvırdım.Aramızdan geçen akım bizi iki zıt mıknatıs gibi birbirimize çekiyordu.Her ne kadar gözlerim kapalı olsa da onun bana yaklaştığını hissediyordum.Dudaklarımızı bütünleştirdiğimizde bize sadece aşkımız için direnmek kalmıştı,gerisi bir şekilde gelmiyor muydu?Ellerimiz ayrılmamak üzere birbirine kenetlenmişti.Bir süre sonra ellerimi ellerinden çektim ve boynunun iki yanına yerleştirdim,bedenimin verdiği huzurla kollarımı boynuna sardım sıkı sıkı.Bedeni bana daha da yaklaştı ve kollarını belime sardı.Şimdi hiçbir şeyin anlamı yoktu.Koskocaman dünya da sadece biz ve adını koyamadığımız aşkımız vardı...Hayatım boyunca bitmesini istemdiğim nadir anlardan biriydi.Onunla geçirdiğim her an benim için bitmesini asla istemediğim,saatler geçtikçe nefesimin daha da zorlandığı tek andı. Aşk böyle bir şeydi.Ne kadar uzakta olursa olsun ona doğru koşmaktı ve ne kadar yakın olursa olsun kokusunu özlemekti...Beni saran kollarından rahatsız olduğumu anlaması için yavaşça dudaklarımı nefes kapılarından ayırdım.Yüzü endişe doluydu bu...bu anlam veremediğim bir endişeydi.Kaşlarımı çattım ve yüzünü ellerim içine aldım.Telaşlanmıştım bu anlam veremediğim tepkisine.
"-Morgan? Neler oluyor, iyi misin?"diyebildim telaşla.Yüzünde duran ellerimi öptü bana duyduğu aşkla.Beni kaybetmekten korktuğunu biliyordum.Aynı korkuyu başımı yastığa koyduğum her an yaşıyordum.Saçlarımı okşadı ve dudaklarını bastırarak öpücük kondurdu."-Bırakma beni."dedi içinde savaştığı o korkuyu belli etmemeye çalışarak.
"-Ben seni asla bırakmam sevgilim. Asla..."dedim...Onu bırakmam benim için bir son olurdu.Onsuz bir dünya düşünemiyordum bile.Onla anlamlıydı yaşamak,nefes almak ve aşık olmak...
Anlayamadığım,ani bir manevrayla onun o sıcacık kollarından kopmuştum.''Samantha!''diye haykırdı son sesiyle.
"-Samantha! Beni duyuyor musun? Samantha!"Morgan’ın sesi kulaklarımda çınlıyordu. Umarsızca yattığım yerden sesleniyordum ona. Keşke diyordum keşke şu an her şey daha farklı olsaydı… Onun kollarında ona olan aşkımı ilan ediyor olsaydım.
Acı dolu inlemelerim arasından tek diyebildiğim:
"Morgan! Yardım et, canım çok yanıyor."diyebildim. Yolun sonuna gelmişken daha nasıl dayanabilirdim bilmiyordum. Morgan’ın attığı çığlıklar ve gözyaşları beni bir kez, bir kez daha öldürüyordu. Yaşamanın tam anlamıyla anlamsız olduğu bir yerdeydim şimdi…
"-Yeter! Bırakın."dedi kalın bir ses. İlk başta anlam veremediğim bu sesin kime ait olduğunu anlamak
İçin başımı yavaşça yana doğru çevirdim. Sadece siyah bir çerçeve vardı gözlerimin önünde. Daha yüksek sesle ağlıyordum. Gösterdiğim çaba sayesinde alnımdan terler boşalıyordu. Morgan kendi t-shirtı ile yüzümü sildi.
‘’-Samantha’’dedi zorlanarak.
‘’-Morgan, ben…’’dedim sertçe yutkunarak. Yüzümü ekşittim ve onun beni böyle hatırlamasını isteyerek gülümsedim.
"-Evet, sevgilim, ne oldu?
"-Morgan, ben ölüyorum."dedim yolun sonuna gelmişliğin verdiği yorgunluğa yenik düşerek.
"-Yoo, hayır. Hiçbir şey olmayacak sana. Söz veriyorum aşkım."Buna ben bile inanmazken o nasıl inanıyordu anlayamıyordum. Yüzüne ufak bir tebessüm takındı. Ufak bir tebessüm desem de ne kadar aslında değildi. Benim ölmeden önce onda göreceğim son gülümsemeydi.
‘’-Dayanamıyorum…’’dedim… Beni olduğum yerden kaldırdı ve yorgun bedenimi kendi bedenine bastırdı.
"-Gevşemeye çalış sevgilim. Rahat ol. Kurtarıcam seni."
"-Deneyeceğim aşkım."dedim nefesimi derin bir şekilde vererek.
"-Hadi devam edelim hayalimize. Hani bizim bir evimiz olacak ya, yemyeşil bir bahçesi de olsun olur mu sevgilim?"dedim ölümün bana verdiği acıyı unutmak istercesine… Bu benim Morgan’la kurabileceğim son hayalimdi.
"-Olacak aşkım. Çok güzel bir bahçesi olacak hemde. Çocuklarımız oynayacak o bahçede. Seninle beraber yeşerteceğiz o bahçeyi."
"-Peki, salıncakta olacak mı?"
"-Olacak tabi, olmaz olur mu?"
"-Çok güzel..." dedim son nefesimi verir gibi… Son olarak omzuna tutundum ve gözlerimi yumdum sıkı sıkı.
"-Ben seni asla bırakmam sevgilim. Ölsem de ruhum hep yanında olacak. Bedenim toprağı arzularken ruhum sadece senin. Hep... Ve ben seni her zaman çok seveceğim. "dedim ona son bir kez umut vermek için.
"-Bende seni meleğim. Ama sana bir şey olmayacak. Ben yanındayım."
"-Biliyorum, ruhumu senden başka kimse sahiplenemez."dedim. Benim diri bedenim ve ölü bedenim hep onu sevecek onun için yaşamaya çalışacaktı.
Gökyüzünden damlalar halinde düşen yağmurdan korktum ve kendimi ona daha sıkı sardım.
"-Korkuyorum Morgan." dedim sesimin titremesine engel olamayarak.
"-Korkma sevgilim. Ben yanında oldukça hiçbir şeyden korkma."Kalın ve otoriter ses devreye girdi.
"-Bu kadar emin olma Morgan Mystery."
‘’-Sende kimsin?’’dedi Morgan nefretle. Orman onun sarf ettiği iğrenç kahkaha ile irkildi. Tüylerim diken diken olmuştu.
"-Sokağa çıkma yasağı size pek gerçek gelmemiş galiba. Korkusuz aşıklar sizi. Korkmanız gerekirdi oysaki. Onurlu ve yıkılmaz gençler! Ölümden korkmamanız gerçekten ayakta alkışlanmalık cinsten. Kutlarım!"
"-Amacın ney senin? Canımızı almak mı? Eğer böyle bir şey yapacaksan ona dokunma ne olur. Ama bana istediğini yapabilirsin."dedi Morgan. Kendi kendime gülümsedim son bir dirençle. Beni düşünüyordu her zaman olduğu gibi beni…
"-Fedakar aşık! Onu gerçekten bu kadar çok mu seviyorsun? Ama bak o sana tutunamayacak kadar ruhsuz."Artık son demlerime gelmiştim gücümün. Benim için hiçbir umut yoktu artık… Sevdiğimin adımın ellerinden ölümü beklercesine kaydım. Ve artık bir yıldızdım. Gökte onu sonsuza dek izleyecek olan…
"-Yapma!"dedi. "Ne olursun dokunma ona."Duyduğum tek cümle bunlardı. Artık yaşamak benim için sadece anılarımda kalmıştı. Yavaşça elimi kaldırdım ve gülümsedim. Ona son bir kez elimi salladım. Elimi dudaklarıma götürmek istedim fakat bu mümkün olmadı. Vücudum toprakla bir bütündü artık. Bana söylediği son cümle:
"-Ruhun hala benimle değil mi sevgili?"dedi bana hıçkırıklarının arasında.
Başımı salladım…
[Linkleri sadece adminler görebilir.]
"Yudum yudum tükettiğim aşk boğazımı yakarken buna asla kızamaz ya da tepki gösteremezdim. Çünkü aşk sadece bir kez yakar ama çoğu kez kavurur. Kavurduğu an şimşekler çakar yüreğinde. Aşkın yağmuruna tutulursun ve ne yazık ki yanında şemsiyen yoktur."
Rüzgar saçlarını usulca savururken hayran hayran bakıyordum ona. Sadece ve sadece bana özel olan bu şahesere sahiplenici hislerle odaklanmıştım. Küçük esintilerle gelecek olan yoğun yağmur ve fırtınayı simgeleyen rüzgar umurumuzda bile değildi. Samantha, bakışlarını yerden kaldırdığında bana kısa bir süre baktı ve küçük bir çocuk muzurluğuyla kendini yere serdi. Küçücük ve tatlıca kahkahalarıyla yüreğimi şenlendiriyordu adeta. Konuşmaya hazırlandığını hissettiğim anda bende kendimi yere serdim. Bundan güç almışçasına ellerini havaya kaldırdı ve dudaklarını araladı:
"-Küçücük ama kocaman bir evimiz olsun Morgan."
Kaşlarımı çattım ve serildiğim yerden kalkarak doğruldum.
"-Küçük olup, kocaman sıfatını taşıyan bir ev sadece senin o tatlı aklında mı canlanıyor küçük hanım?" dedim şakaklarına dokunarak.
"Küçük olan ev, içi değil sevgilim."
"-Dıştan küçük, ama içi ferah olan bir ev mi kastetmek istediğin?"
Aradığı cevabı bulmuşçasına parmaklarını şıklattı.
"-Evet hayatım, tamda bunu kastetmeye çalışıyordum."
Bedenimi bir an için rüzgarın tatlı esintisine bıraktım ve gözlerimi yumdum. Samantha yerinde kıpırdandı. Tepkime anlam vermeye çalışıyordu. Elini hafifçe yüzüme dokundurdu. Yavaşça ellerimi kaldırdım ve yüzüme yerleştirdiği elini hafifçe kavradım. Diğer elini de kavradıktan sonra derin bir soluk aldım.
"-Başka?... Başka ne düşlüyorsun sevgilim?" ve ardından hızlıca ekledim. "Sende kapa o güzel gözlerini ve hayal et. Hadi!"
"-Tamam." dedi heyecanla ve birkaç saniye sessiz kaldı.
"-Benim en güzel hayalim sensin aşkım. O evde sen olduğun sürece ben nefes alabilirim. Her köşesi seninle aydınlık, seninle ferah. Senin soluğunu hissetmeden durduğum her yer cehennem benim için."
Kalbimin içimde tepindiğine yemin edebilirim. Kan hücrelerime o kadar hızlı temas ediyordu ki başım dönmeye başladı ve midemin kelebekleri uçuştu. Ey aşk, sen nelere kadirsin böyle!
"-Peki sen, sen neler düşlüyorsun?
Muzurluk yapıp, kalbimin atışlarını biraz olsun yavaşlatabilirdim. Yoksa kalbim göğsümü delip havalanacaktı.
"-Imm, ben şey sensiz, huzurlu ve sakin bir yaşam düşlerdim."
Kıkırdayarak söylediğim bu sözler Samantha'nın "Maymun! Dalganın sırası değil. Hayal kuruyoruz şurada." demesine sebep oldu.
"-Tamam, tamam şaka. Sadece ufacık bir şaka." dedim ve gözlerimi açtım. Onunkiler hala kapalıydı. Öyle huzurlu bir hali vardı ki içim kıpırdandı. Kusursuz yüz hatlarına bakarak konuşmayı denedim.
"-Ben, yanımda sadece ve sadece senin olduğun bir yaşam düşlüyorum. İsterse evimiz olmasın ama sen yanımda oldukça ben bu ıssız ormanı yuvam bellemeye bile hazırım."
Dudağı hafifçe yukarı kıvrıldı ve sonra dişleri alt dudağını sahiplendi. Dişlerini çektiğinde aramızdan hafif bir rüzgar esti ve işte o zaman hareketlendim. Bunu hissetmişti ama gözleri hala kapalı şekilde duruyordu. Yüzümü yüzüne doğru yaklaştırdım ve dudakları açılıp kapandı. Nefes kapılarımızı bütünleştirdiğimizde ellerimiz hala birbirine kenetliydi. Her öpücüğümde onu hissettim, ona duyduğum aşkı daha da alevlendirdim. Ellerini ellerimden çektiği anda parmaklarını ensemde, kollarını boynumda hissettim. Kendini bana daha da yaklaştırdığında kollarımı beline doladım, aramızda kalan mesafeyi kapadım. Ve şimdi tek bedendik. Ruhumuz ve tüm benliğimiz yüreğimizin tercümanı olmuşçasına haykırıyordu.
Bu aşk dolu anımızın hiç bitmesini istemeyerek yaşarken içime dolan amansız hissi kavradım yüreğim ile. Korku doluydu. Onu kaybetmenin korkusuyla daha da bir sarıp sarmaladım narin bedenini. Dudaklarını daha çok hissetmeye çalıştım. İçimdeki his canımı yakmaya başlarken Samantha'nın dudakları dudaklarımdan ayrıldı. Acıyla irkildim. Sanki kopup gitmişti. Gözlerimi panikle açtım ve gülen yüzü ile karşılaştım. Suratıma doğru yaklaştı ve bir problem olup olmadığını anlamaya çalıştı. Kaşları hafifçe çatıldı ve gözleri merakla doldu. Biran önce bu psikolojiye son vermek zorundaydım. Dudaklarımı alnına doğru hareketlendirdim. Uzun bir süre böyle durduk ve dudaklarımı çektiğimde içimde yine o his meydana geldi. Nefes almakta güçlük çektiğimi farkettim. Samantha telaşla yüzümü ellerinin arasına aldı:
"-Morgan? Neler oluyor, iyi misin?"
Tutmuş olduğum nefesimi bırakırken Samantha'nın yüzümdeki ellerini tutup öptüm. Onu içime hapsetmek istercesine sarıldım. Saçlarını okşayıp, kokladım. Ellerimi o güzel yüzünde gezdirirken dudaklarım, duygularımın isyanını dışa vurdu.
"-Bırakma beni."
Samantha kulağıma doğru o tatlı nefesini üfledi. Ensem bu tatlı esintiyle gıdıklanmaya başlamıştı.
"-Ben seni asla bırakmam sevgilim. Asla..."
Sözlerinden güç alarak daha sıkı sarıldım ona. Öyle çok seviyordum ki onu. Asla kopamazdım ondan. Yüreğimin tek parçasıydı o. Tanımlayamadığım birçok duygunun adıydı o. Ve ben, onsuz tek bir an bile düşleyemezken içim alevleniyordu sanki. Ve alevler beni yakmaya başlamıştı.
Bir anda Samantha kollarımdan hızlıca ayrıldı ve büyük bir çabuklukla bedeni yere serildi.
"-Samantha!" diye bağırdığım sırada kollarım ve bedenimi bir güç geriye hapsetti ve kıpırdayamadım. Evet, kıpırdayamadım. Canım yanıyordu. İçimde kıpraşan duyguların rüyası mıydı bu yaşanılanlar? Yok, bu bir rüya olamazdı. Acı o kadar gerçekçiydi ki rüya olmadığını kavramamı sağlayan tek nedendi.
"-Samantha!" diye tekrar bağırdım. Damlalar gözlerime ilişirken sel gibi akmaya ant içmiş olacak ki anında boşalmaya başladılar. Kendi canım yanıyordu ama duyduğum acı ağlatmıyordu beni. Samantha'ya bir şeyler oluyordu. Bedeni çırpınıp, can çekişiyor gibiydi. Neler oluyordu burada anlamıyordum. Kim veya ne gibi bir güç benim sevgilime kıyıyordu?
Güç almak istercesine Samantha'ya tekrar seslendim.
"-Samantha! Beni duyuyor musun? Samantha!"
Canı yanıyordu, kavruluyordu. Acı dolu inlemelerinin arasından sadece "Morgan! Yardım et, canım çok yanıyor." cümlesini duyabildim. Ve bu sözcükler benim sonumu da beraberinde getirmişti.
Çığlıklar atmaya ve daha çok ağlamaya başladım. Gözlerimi Samantha'dan bir an olsun ayırmıyordum. Kulaklarım isyandayken otoriter ve boğucu bir sese tanık oldum.
"-Yeter! Bırakın."
Ve şimdi ilk defa gözlerimi Samantha'dan ayırarak sesin geldiği yönü kestirmeye çalıştım. Hiçbir kanıt bulamayınca Samantha'nın yanına hızlıca ulaştım. Ağlıyordu. Bedeni yorulmuş bir haldeydi. Terden sırılsıklam olmuştu. Tişörtümü üzerimden çıkardım ve yüzündeki yoğun teri silip attım.
"-Samantha?" diyebildim güçsüzce.
"-Morgan, ben..." sertçe yutkundu. Yüzünü ekşitmişti, telaşlandım.
"-Evet sevgilim, ne oldu?
"-Morgan, ben ölüyorum."
Yüreğim çırpınmaya, bedenim hissizleşmeye başlamıştı. Hayır, o ölemezdi.. Neyden bahsediyordu böyle?
"-Yoo, hayır. Hiçbir şey olmayacak sana. Söz veriyorum aşkım."
Yüzüne güçlükle bir tebessüm yerleştirdi.
"-Dayanamıyorum." sözcükleri dudaklarından döküldüğü anda narin bedenini kollarımla kaldırdım ve bedenime sabitledim.
"-Gevşemeye çalış sevgilim. Rahat ol. Kurtarıcam seni."
"-Denicem aşkım." Güçlükle nefes alıyordu.
"-Hadi devam edelim hayalimize. Hani bizim bi evimiz olucak ya, yemyeşil bir bahçesi de olsun olur mu sevgilim?"
Boğazıma takılan yumruyu es geçerek cevap verdim.
"-Olucak aşkım. Çok güzel bir bahçesi olucak hemde. Çocuklarımız oynayacak o bahçede. Seninle beraber yeşerticez o bahçeyi."
"-Peki salıncakta olucak mı?"
"-Olucak tabi, olmaz olur mu?"
"-Çok güzel..." dedi nefesini üfler gibi.
"-Ben seni asla bırakmam sevgilim. Ölsem de ruhum hep yanında olucak. Bedenim toprağı arzulerken ruhum sadece senin. Hep... Ve ben seni her zaman çok sevicem. "
"-Bende seni meleğim. Ama sana bir şey olmayacak. Ben yanındayım."
"-Biliyorum, ruhumu senden başka kimse sahiplenemez."
Ve işte her şey o anda olmaya başladı. Gök delinmişçesine yağmur bastırdı ve amansızca gürlemeye başladı.
"-Korkuyorum Morgan." dedi çaresizce.
"-Korkma sevgilim. Ben yanında oldukça hiçbir şeyden korkma."
Ve tekrardan o tiksindirici ses devreye girdi.
"-Bu kadar emin olma Morgan Mystery."
Nefret yüreğimi çevrelerken haykırdım:
"-Sende kimsin?"
İğrenç bir kahkaha savurdu çevreye.
"-Sokağa çıkma yasağı size pek gerçek gelmemiş galiba. Korkusuz aşıklar sizi. Korkmanız gerekirdi oysaki. Onurlu ve yıkılmaz gençler! Ölümden korkmamanız gerçekten ayakta alkışlanmalık cinsten. Kutlarım!"
"-Amacın ney senin? Canımızı almak mı? Eğer böyle bir şey yapacaksan ona dokunma ne olur. Ama bana istediğini yapabilirsin."
"-Fedakar aşık! Onu gerçekten bu kadar çok mu seviyorsun? Ama bak o sana tutunamayacak kadar ruhsuz."
İşte o anda Samantha ellerimden kaydı. Tutamadım. Göremediğim aptal bir yaratık nelere tanık olmamı sağlıyordu böyle?
Boğazıma düğümlenen hıçkırıklara mani olmaya çalışırken sessizce nefesimi üfürdüm.
"-Yapma!" diyebildim sadece. "Ne olursun dokunma ona."
Bedeni bir anda toprakla buluşmuştu. Kalan tek gücüyle toprağı sıktı. İçimde kopan fırtına dilsizleşiyordu. Dizlerimin üstüne çöktüğümde Samantha'nın inlediğini ve ve daha sonra bakışlarını bana yönlendirdiğini gördüm. Haykırıyordu adeta gözleri. Neler oluyordu bize, aşkımıza? Yüreğimiz neden bu kadar sessiz ve tepkisiz kalabilmişti?
"-Hayıııırrrr!!!" diye çığlık çığlığa bağırmaya başladım. Ağladım, ağladım ve ağladım. Durmak bilmeden ağladım. Son kez baktım ona. Gözlerini bana dikmişti. Hafifçe gülümsedi ve elini kaldırdı. O narin kolunu ve ellerini hareketlendirdi. El sallıyordu, veda ediyordu bana! Yoo, hayır böyle bir şey olamazdı. Kolu aniden düştüğünde kendimi bulunduğum yerden çok uzakta hissettim. Sanki yanına koşsam her şey düzelecekti. Ayağa kalktım ve koşar adım yanına ilerlemeye çalıştım.
Bir anda ensemdeki gerilmeyi acıyla hissettim. Buraya geldiğimizde ona uyum sağlamak için bende yere serilmiştim. Ve şimdi aşk uyumu hakediyordu. Bedenim umarsızca yere serildi ve dudaklarım sadece bir çift söz için açıldı ve sonra kapandı.
"-Ruhun hala benimle değil mi sevgili?"
[Resimleri sadece adminler görebilir.]
Samantha Golgberg...
''Hayatın ve yaşadıklarımın rastlantı olduğunu söyleyemezdim.Bildiğim şeylerden vazgeçmeden yürümüştüm her zaman ama nereden bilirdim hataların beni bu kadar acımasız bir sona sürekleyeceğini?Bu benim hayatımdı.Aşk için atan kalbimden vazgeçmiştim ama biliyordum Morgan yaşadığı sürece benim bedenim huzur bulacaktı.Benim ölü bedenim,yaşanmışların ardına saklanmak yerine Morgan'ın kalbinde hayat bulacaktı...Tıpkı olmasını istediğim gibi.''
Morgan'la geçen zamanın nasıl geçtiğini bile farkına varmıyordum.Rüzgar saçlarımı usul usul savuruyordu özgürlüğün verdiği huzurla...Morgan o masmavi gözlerini benden hiç ayırmıyordu.Bir kez olsun başka bir yöne doğru bakışlarını çevirdiğini görmemiştim.Rüzgar ve aniden bastıracak olan yağmuru önemsemeden mutluluğumuzu yaşıyorduk.Bakışlarımı yerden kaldırdım ve ona ufak bir gülümseme hediye ettim.Tıpkı bir çocuk edasıyla kendimi yere attım.Ellerimi gökyüzüne kaldırdım ve neşeli bir kahkaha attım.Dudaklarımı araladım ve hayal ettiğim küçük yuvamızı anlatmak istedim.
"-Küçücük ama kocaman bir evimiz olsun Morgan."Morgan yattığı yerden doğruldu ve muzip bir tavırla kaşlarını çattı.
"-Küçük olup, kocaman sıfatını taşıyan bir ev sadece senin o tatlı aklında mı canlanıyor küçük hanım?" dedi şakaklarıma dokunarak.
"Küçük olan ev, içi değil sevgilim."dedim iç çekerek.Morgan bu tavırlarıyla gözüme olduğundan daha şirin gözüküyordu.
"-Dıştan küçük, ama içi ferah olan bir ev mi kastetmek istediğin?"Nihayet anlamış olmasının verdiği mutlulukla parmaklarımı şıklattım ve gülümsedim.
"-Evet hayatım, tamda bunu kastetmeye çalışıyordum."Morgan serin kanlı tavrıyla gözlerini yumdu.Aniden gösterdiğim refleksle yerimde kıpırdandım.Elimi titrek bir şekilde kaldırdım ve yüzüne dokundum.Ellerini kaldırdı ve yanağımda duran elleriyle ellerimi kavradı.
"-Evet hayatım, tamda bunu kastetmeye çalışıyordum."Morgan serin kanlı tavrıyla gözlerini yumdu.Aniden gösterdiğim refleksle yerimde kıpırdandım.Elimi titrek bir şekilde kaldırdım ve yüzüne dokundum.Ellerini kaldırdı ve yanağımda duran elleriyle ellerimi kavradı.Boşta kalan eli sıkıca elimi kavradı.Gülümsedim yavaşça...Onunla olduğum her dakika yaşamdan kopmuş sadece onun dünyasında yaşıyor gibi hissediyordum kendimi...Onun ve benim olduğum bir dünyada.
"-Başka?... Başka ne düşlüyorsun sevgilim?"dedi ve benim cevap vermeme izin vermeden lafına devam etti. "Sende kapa o güzel gözlerini ve hayal et. Hadi!"dedi.
''-Tamam''dedim heyecanımı belli ederek.Bir süre sadece hayal ettim.Aslında nerede olduğumuz,nasıl olduğumuz umurumda değildi tek istediğim onunla olmaktı.
"-Benim en güzel hayalim sensin aşkım. O evde sen olduğun sürece ben nefes alabilirim. Her köşesi seninle aydınlık, seninle ferah. Senin soluğunu hissetmeden durduğum her yer cehennem benim için."dedim.Ve gözlerimi yere diktim.Bu söylediklerim karşısında en ufak bir pişmanlık duymuyordum,aşk bazen insana asla yapmayacağı şeyleri bile kolayca yaptırıyordu.Gözlerine baktım ve sıranın bende olduğunu anladım.
''Peki sen,neler düşünüyorsun?'' "-Imm, ben şey sensiz, huzurlu ve sakin bir yaşam düşlerdim."Sinir bozucu bir şekilde kıkırdadı.Bana olan sevgisinden emin olmasaydım bu söylediğine inanır ve naz yapan şımarık kızlar gibi onu azarlardım.Yavaşça karnına vurdum ve kaşlarımı çattım.
"Maymun! Dalganın sırası değil. Hayal kuruyoruz şurada."
"-Tamam, tamam şaka. Sadece ufacık bir şaka." dedi.Bir süre huzurla gözlerimi kapalı tuttum.O yanımda olduğu sürece korkusuzdum.Anlam veremediğim bir çok şeye karşı güçlüydüm.
"-Ben, yanımda sadece ve sadece senin olduğun bir yaşam düşlüyorum. İsterse evimiz olmasın ama sen yanımda oldukça ben bu ıssız ormanı yuvam bellemeye bile hazırım."Dudağımı hafifçe yukarı kıvırdım.Aramızdan geçen akım bizi iki zıt mıknatıs gibi birbirimize çekiyordu.Her ne kadar gözlerim kapalı olsa da onun bana yaklaştığını hissediyordum.Dudaklarımızı bütünleştirdiğimizde bize sadece aşkımız için direnmek kalmıştı,gerisi bir şekilde gelmiyor muydu?Ellerimiz ayrılmamak üzere birbirine kenetlenmişti.Bir süre sonra ellerimi ellerinden çektim ve boynunun iki yanına yerleştirdim,bedenimin verdiği huzurla kollarımı boynuna sardım sıkı sıkı.Bedeni bana daha da yaklaştı ve kollarını belime sardı.Şimdi hiçbir şeyin anlamı yoktu.Koskocaman dünya da sadece biz ve adını koyamadığımız aşkımız vardı...Hayatım boyunca bitmesini istemdiğim nadir anlardan biriydi.Onunla geçirdiğim her an benim için bitmesini asla istemediğim,saatler geçtikçe nefesimin daha da zorlandığı tek andı. Aşk böyle bir şeydi.Ne kadar uzakta olursa olsun ona doğru koşmaktı ve ne kadar yakın olursa olsun kokusunu özlemekti...Beni saran kollarından rahatsız olduğumu anlaması için yavaşça dudaklarımı nefes kapılarından ayırdım.Yüzü endişe doluydu bu...bu anlam veremediğim bir endişeydi.Kaşlarımı çattım ve yüzünü ellerim içine aldım.Telaşlanmıştım bu anlam veremediğim tepkisine.
"-Morgan? Neler oluyor, iyi misin?"diyebildim telaşla.Yüzünde duran ellerimi öptü bana duyduğu aşkla.Beni kaybetmekten korktuğunu biliyordum.Aynı korkuyu başımı yastığa koyduğum her an yaşıyordum.Saçlarımı okşadı ve dudaklarını bastırarak öpücük kondurdu."-Bırakma beni."dedi içinde savaştığı o korkuyu belli etmemeye çalışarak.
"-Ben seni asla bırakmam sevgilim. Asla..."dedim...Onu bırakmam benim için bir son olurdu.Onsuz bir dünya düşünemiyordum bile.Onla anlamlıydı yaşamak,nefes almak ve aşık olmak...
Anlayamadığım,ani bir manevrayla onun o sıcacık kollarından kopmuştum.''Samantha!''diye haykırdı son sesiyle.
"-Samantha! Beni duyuyor musun? Samantha!"Morgan’ın sesi kulaklarımda çınlıyordu. Umarsızca yattığım yerden sesleniyordum ona. Keşke diyordum keşke şu an her şey daha farklı olsaydı… Onun kollarında ona olan aşkımı ilan ediyor olsaydım.
Acı dolu inlemelerim arasından tek diyebildiğim:
"Morgan! Yardım et, canım çok yanıyor."diyebildim. Yolun sonuna gelmişken daha nasıl dayanabilirdim bilmiyordum. Morgan’ın attığı çığlıklar ve gözyaşları beni bir kez, bir kez daha öldürüyordu. Yaşamanın tam anlamıyla anlamsız olduğu bir yerdeydim şimdi…
"-Yeter! Bırakın."dedi kalın bir ses. İlk başta anlam veremediğim bu sesin kime ait olduğunu anlamak
İçin başımı yavaşça yana doğru çevirdim. Sadece siyah bir çerçeve vardı gözlerimin önünde. Daha yüksek sesle ağlıyordum. Gösterdiğim çaba sayesinde alnımdan terler boşalıyordu. Morgan kendi t-shirtı ile yüzümü sildi.
‘’-Samantha’’dedi zorlanarak.
‘’-Morgan, ben…’’dedim sertçe yutkunarak. Yüzümü ekşittim ve onun beni böyle hatırlamasını isteyerek gülümsedim.
"-Evet, sevgilim, ne oldu?
"-Morgan, ben ölüyorum."dedim yolun sonuna gelmişliğin verdiği yorgunluğa yenik düşerek.
"-Yoo, hayır. Hiçbir şey olmayacak sana. Söz veriyorum aşkım."Buna ben bile inanmazken o nasıl inanıyordu anlayamıyordum. Yüzüne ufak bir tebessüm takındı. Ufak bir tebessüm desem de ne kadar aslında değildi. Benim ölmeden önce onda göreceğim son gülümsemeydi.
‘’-Dayanamıyorum…’’dedim… Beni olduğum yerden kaldırdı ve yorgun bedenimi kendi bedenine bastırdı.
"-Gevşemeye çalış sevgilim. Rahat ol. Kurtarıcam seni."
"-Deneyeceğim aşkım."dedim nefesimi derin bir şekilde vererek.
"-Hadi devam edelim hayalimize. Hani bizim bir evimiz olacak ya, yemyeşil bir bahçesi de olsun olur mu sevgilim?"dedim ölümün bana verdiği acıyı unutmak istercesine… Bu benim Morgan’la kurabileceğim son hayalimdi.
"-Olacak aşkım. Çok güzel bir bahçesi olacak hemde. Çocuklarımız oynayacak o bahçede. Seninle beraber yeşerteceğiz o bahçeyi."
"-Peki, salıncakta olacak mı?"
"-Olacak tabi, olmaz olur mu?"
"-Çok güzel..." dedim son nefesimi verir gibi… Son olarak omzuna tutundum ve gözlerimi yumdum sıkı sıkı.
"-Ben seni asla bırakmam sevgilim. Ölsem de ruhum hep yanında olacak. Bedenim toprağı arzularken ruhum sadece senin. Hep... Ve ben seni her zaman çok seveceğim. "dedim ona son bir kez umut vermek için.
"-Bende seni meleğim. Ama sana bir şey olmayacak. Ben yanındayım."
"-Biliyorum, ruhumu senden başka kimse sahiplenemez."dedim. Benim diri bedenim ve ölü bedenim hep onu sevecek onun için yaşamaya çalışacaktı.
Gökyüzünden damlalar halinde düşen yağmurdan korktum ve kendimi ona daha sıkı sardım.
"-Korkuyorum Morgan." dedim sesimin titremesine engel olamayarak.
"-Korkma sevgilim. Ben yanında oldukça hiçbir şeyden korkma."Kalın ve otoriter ses devreye girdi.
"-Bu kadar emin olma Morgan Mystery."
‘’-Sende kimsin?’’dedi Morgan nefretle. Orman onun sarf ettiği iğrenç kahkaha ile irkildi. Tüylerim diken diken olmuştu.
"-Sokağa çıkma yasağı size pek gerçek gelmemiş galiba. Korkusuz aşıklar sizi. Korkmanız gerekirdi oysaki. Onurlu ve yıkılmaz gençler! Ölümden korkmamanız gerçekten ayakta alkışlanmalık cinsten. Kutlarım!"
"-Amacın ney senin? Canımızı almak mı? Eğer böyle bir şey yapacaksan ona dokunma ne olur. Ama bana istediğini yapabilirsin."dedi Morgan. Kendi kendime gülümsedim son bir dirençle. Beni düşünüyordu her zaman olduğu gibi beni…
"-Fedakar aşık! Onu gerçekten bu kadar çok mu seviyorsun? Ama bak o sana tutunamayacak kadar ruhsuz."Artık son demlerime gelmiştim gücümün. Benim için hiçbir umut yoktu artık… Sevdiğimin adımın ellerinden ölümü beklercesine kaydım. Ve artık bir yıldızdım. Gökte onu sonsuza dek izleyecek olan…
"-Yapma!"dedi. "Ne olursun dokunma ona."Duyduğum tek cümle bunlardı. Artık yaşamak benim için sadece anılarımda kalmıştı. Yavaşça elimi kaldırdım ve gülümsedim. Ona son bir kez elimi salladım. Elimi dudaklarıma götürmek istedim fakat bu mümkün olmadı. Vücudum toprakla bir bütündü artık. Bana söylediği son cümle:
"-Ruhun hala benimle değil mi sevgili?"dedi bana hıçkırıklarının arasında.
Başımı salladım…
Bella_Ceren- KurtAdam
- Mesaj Sayısı : 7995
Puan : 18017
Kayıt tarihi : 26/12/10
Nerden : Ankara
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Vay be çok güzeldi,çok beğendim.
Ellerinize sağlık kızlar :)
Ellerinize sağlık kızlar :)
RobSten- Yenidoğan
- Mesaj Sayısı : 262
Puan : 264
Kayıt tarihi : 04/01/11
Yaş : 31
Nerden : izmir
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Aaaaaaay. Bu nasıl birşey böylee ?
Harika,harika,harika. Çok yazık ya nasıl da seviyorlar birbirlerini.
Umarım sonunda buluşurlar,ne şekilde olursa artık.
Ellerinize sağlık canlarım yine mükemmel olmuş
Harika,harika,harika. Çok yazık ya nasıl da seviyorlar birbirlerini.
Umarım sonunda buluşurlar,ne şekilde olursa artık.
Ellerinize sağlık canlarım yine mükemmel olmuş
JustyKolik- KurtAdam
- Mesaj Sayısı : 3389
Puan : 3414
Kayıt tarihi : 24/12/10
Yaş : 28
Nerden : Omnia vincit amor ♥
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Ablacım çok teşekkür ederiz, beğenmene çok sevindik. Zamanını ayırdığın için çok sağol.
**
Büş'üm çok teşekkür ederiz canımın içi. Okuyan gözlerine, tatlı mı tatlı sımsıcacık yüreğine sonsuz teşekkürler. Beğenmene çok sevindik bitanem.
**
Büş'üm çok teşekkür ederiz canımın içi. Okuyan gözlerine, tatlı mı tatlı sımsıcacık yüreğine sonsuz teşekkürler. Beğenmene çok sevindik bitanem.
Bella_Ceren- KurtAdam
- Mesaj Sayısı : 7995
Puan : 18017
Kayıt tarihi : 26/12/10
Nerden : Ankara
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Böyle bölümler yazmayın ya. Sürekli ağlayasım var zaten... Çok seviyorlar birbirlerini,biran önce buluşmalılar bence. Çok güzel olmuş kızlar. Ellerinize sağlık
sunshine- Vejeteryan
- Mesaj Sayısı : 721
Puan : 748
Kayıt tarihi : 05/01/11
Yaş : 26
Nerden : Jace&Dimitri
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
ah aşk ah ellerinize sağlık kızlar yine çok güzel bir bölüm olmuş yeni bölümü merakla bekliyoruz :)
●~яσѕє яυѕѕєℓℓ~●- Mesaj Sayısı : 37
Puan : 53
Kayıt tarihi : 05/01/11
Yaş : 27
Nerden : İzmit
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Robsten,ablacım çok teşekkür ederiz.Beğenmene çok sevindik
JustKolik,Büşra'm çok teşekkür ederiz canım benim
Sunshine,Canımın içi çok teşekkür ederiz Beğenmene çok sevindik Okuyan gözlerine sağlık :)
JustKolik,Büşra'm çok teşekkür ederiz canım benim
Sunshine,Canımın içi çok teşekkür ederiz Beğenmene çok sevindik Okuyan gözlerine sağlık :)
rens-peri- Vejeteryan
- Mesaj Sayısı : 700
Puan : 935
Kayıt tarihi : 12/01/11
Yaş : 27
Nerden : İstanbul
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh
Karakterleri
Morgan Mystery
[Resimleri sadece adminler görebilir.]
Samantha Goldberg
[Resimleri sadece adminler görebilir.]
Karakterleri
Morgan Mystery
[Resimleri sadece adminler görebilir.]
Samantha Goldberg
[Resimleri sadece adminler görebilir.]
rens-peri- Vejeteryan
- Mesaj Sayısı : 700
Puan : 935
Kayıt tarihi : 12/01/11
Yaş : 27
Nerden : İstanbul
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh
Karakterleri
Morgan Mystery
[Resimleri sadece adminler görebilir.]
Samantha Goldberg
[Resimleri sadece adminler görebilir.]
Karakterleri
Morgan Mystery
[Resimleri sadece adminler görebilir.]
Samantha Goldberg
[Resimleri sadece adminler görebilir.]
rens-peri- Vejeteryan
- Mesaj Sayısı : 700
Puan : 935
Kayıt tarihi : 12/01/11
Yaş : 27
Nerden : İstanbul
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Gerçekten yakışmışlar bence :)
JustyKolik- KurtAdam
- Mesaj Sayısı : 3389
Puan : 3414
Kayıt tarihi : 24/12/10
Yaş : 28
Nerden : Omnia vincit amor ♥
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Çok teşekkür ederiz hayatım. :) Beğenmene çok sevindik.
Bella_Ceren- KurtAdam
- Mesaj Sayısı : 7995
Puan : 18017
Kayıt tarihi : 26/12/10
Nerden : Ankara
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Rica ederim canıııııııım :)
JustyKolik- KurtAdam
- Mesaj Sayısı : 3389
Puan : 3414
Kayıt tarihi : 24/12/10
Yaş : 28
Nerden : Omnia vincit amor ♥
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Ay kızlar çok yakışmışlar birbirlerine Süper olmuş süper!
sunshine- Vejeteryan
- Mesaj Sayısı : 721
Puan : 748
Kayıt tarihi : 05/01/11
Yaş : 26
Nerden : Jace&Dimitri
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Çok teşekkür ederiz canım. Beğenmene çok sevindik. :)
Bella_Ceren- KurtAdam
- Mesaj Sayısı : 7995
Puan : 18017
Kayıt tarihi : 26/12/10
Nerden : Ankara
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
●~яσѕє яυѕѕєℓℓ~● , teşekkür ederiz canım beğenmene sevindik :)
JustKolik , beğenmene sevindik canım :) Karakterleri yakıştırdıysan ne mutlu bize :)
sunshine , çok teşekkür ederiz canım karakterleri beğenmene çok sevindik :)
JustKolik , beğenmene sevindik canım :) Karakterleri yakıştırdıysan ne mutlu bize :)
sunshine , çok teşekkür ederiz canım karakterleri beğenmene çok sevindik :)
rens-peri- Vejeteryan
- Mesaj Sayısı : 700
Puan : 935
Kayıt tarihi : 12/01/11
Yaş : 27
Nerden : İstanbul
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Çok güzel bir bölümdü. Kurdukları hayalleri beğendim. :) Ama sonradan çıkan şey her neyse mahvetti her şeyi. /: Duyguları inanılmaz yazıyorsunuz kızlar. Ama bazen ağır geliyor... Duygu yoğunluğu yani. :)
Ellerinize sağlık, devamını merakla bekliyorum. :)
Ellerinize sağlık, devamını merakla bekliyorum. :)
qizolum.- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 2942
Puan : 5198
Kayıt tarihi : 13/01/11
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Aslı'm, çok teşekkür ederiz. Beğenmene çok sevindik. :) Gelecek bölüm bu bölümdeki ufak gizemi açıklayacak. Zamanını ayırdığın için çok sağol hayatım.
Bella_Ceren- KurtAdam
- Mesaj Sayısı : 7995
Puan : 18017
Kayıt tarihi : 26/12/10
Nerden : Ankara
2 sayfadaki 3 sayfası • 1, 2, 3
Similar topics
» Kutsal Meclis - Ted Dekker
» Comic-Con 2011 Breaking Dawn Part-1 Paneli
» Vampir Efsanesi
» Alacakaranlık Efsanesi'nin Sonu Değişti!
» Part 1'in Son Sahnesinden Edward, Part 2'nin Başlangıcından Bella
» Comic-Con 2011 Breaking Dawn Part-1 Paneli
» Vampir Efsanesi
» Alacakaranlık Efsanesi'nin Sonu Değişti!
» Part 1'in Son Sahnesinden Edward, Part 2'nin Başlangıcından Bella
2 sayfadaki 3 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz