Vampir Efsanesi
2 posters
Vampir Efsanesi
VAMPİR EFSANESİ
Efsane, ilk vampirin kendi kardeşinin hayatını alan Caine olduğunu söyler. İlk katil, Tanrı tarafından lanetlenip sürüldü. Bundan böyle güneş ışığı canını yakacak, susadığında kan içecekti. Caine'in acı dolu yalnızlığı Lilith ile tanışıncaya kadar sürdü. Lilith güçlü bir büyücüydü ve Caine'le birlikte olduğu zaman boyunca ona bedenindeki kanı nasıl kullanacağını, nasıl kendi türünü yaratacağını gösterdi. Caine laneti başkalarına da yaymak istemedi. Ama yalnızlığı karanlık bir bulut gibi git gide daha da büyüdü. En sonunda o kadar dayanılmaz oldu ki, kendine üç tane "türdeş" yarattı. İkinci neslin üç vampiri, on üç vampir daha yarattılar. Caine'in on üç torunu insanoğlunu amaçları için istedikleri gibi kullanmaya, onları yalnızca besin ve piyon olarak görmeye başladılar. Caine'in öfkesi büyüdü ve yeni bir neslin yaradılışını yasakladı. İnsanlar ve vampirlerin birlikte yaşayacakları bir şehir kurdu. Yeryüzündeki ilk şehri...
Şehirdeki barış uzun sürmedi. Caine'in torunları yasağa uymadılar, insanlar tekrar onların kurbanları oldular. Bir gün şehrin üzerine büyük bir lanet geldi. Ne olduğunu efsane bilmez, kimi doğal afet der; kimi yok edici bir büyü; kimi de Tanrı'nın gazabı... Tek bilinen Caine'in ve oğullarının felaketten sonra yok oldukları ve bir daha asla görünmedikleri. Antediluvian olarak anılan, geriye kalan o üç vampir, kendi nesillerini yaratmaya başladılar. Güçleri ve zayıflıkları çocuklarına geçti ve böylece klanlar oluştu. Klanlar tarihin ilk çağlarından beri tüm dünyaya yayılıp "avları ve hizmetkarları"nı yönetmeye başladılar. Varlıkları hep bilindi ama asla yüksek sesle söylenmedi. Gölgeler arasında gezdiler, susuzluklarını dindirdiler, güçle, büyüyle, entrikayla hep yönettiler. Karanlık çağlara kadar...
Orta çağda vampirlerin sayısı çok arttı. Güçleri öylesine artmıştı ki bir kısmı ölümcül bir hata yaptılar: gizliliği ihmal ettiler. Kulaktan kulağa fısıldanan yaratık hikayeleri git gide daha gerçek, daha ete kemiğe bürünür oldular. Başlangıçta bir grup rahibin kurduğu engizasyon, kendilerine katılan yığınla insanla güçlendi. Sayısız insan, ellerinde kazıklar ve meşalelerle artık bir masal olmayan yaratıkları arıyor, kölelik ve korkuyla geçen onca yılın öcünü alıyordu. Olanca güçlerine karşın, vampirlerin büyük kısmı kalabalık gruplar karşısında direnemediler ve birbiri ardına linç edildiler.
Engizasyonun baskısının ağırlaştığı bu zamanlarda, artık insan kanıyla tatmin olmayan yaşlıların yiyeceği olmak üzere yaratılan genç vampirler efendilerine karşı direnişe geçtiler. Avrupa'da bir grup asi, efendilerinin kendilerini kontrol etmelerini sağlayan gizli güçlerin sırrını çözdüler. Vampirler hem yeni direnişle, hem de engizasyonla uğraşmak zorunda kaldılar.
15. yüzyılda vampirlerin en zor zamanlarında kurulan on üç klanın yedisi "Camarilla" adı altında birleştiler. Örgütlü bir hareketle direnişi bastırdılar, tekrar gizliliği esas aldılar ve Caine'den kendilerine miras kalan altı kurala uyacaklarına dair söz verdiler.
O günden sonra vampirler en iyi gizlenme yolunun, ölümlüleri kendilerinin var olmadıklarına inandırmak olduğunu öğrendiler ve tekrar bir efsane oldular. Bugün hala aramızdalar. Biz ölümlüler ısırılana kadar buna inanmasak da...
ALINTIDIR.
---
Bana göre yoklar istedikleri kadar var desinler. =)
Geri: Vampir Efsanesi
Bir Başka Efsane:
“peki bütün bunlar nerede başladı? Yani Carlisle sizi değiştirdiğine göre onu da biri değiştirmiş olmalı. Onu da…’’ cümlesini bitiremedi.
“sen nasıl dünyaya geldin? Evrim? Yaradılış? Biz de diğer türler gibi evrim geçirmiş olamaz mıyız? Avcıyla av? Ya da dünyanın kendi kendine var olduğuna inanmasan bile bunu kabul etmek benim için de zor, narin melekbalığı ile köpekbalığını, yavru fok balığı ile katil balinayı yan yana yaratan güç bu iki türü de birlikte yaratmış olamaz mı?’’
Hem Alacakaranlık'ta hem de Midnight Sun'un elly versiyonunda rastladığımız bu sorudan yola çıktım ve ilginç bir efsaneye rastladım. Yahudi ve Hristiyan inançlarıyla temellenen efsanemizle başbaşa bırakalım sizi...
-Alıntıdır-
Bundan yüzyıllar önceyapraklardaki sakin rüzgar dokunuşu ve kuş cıvıltılarıyla dolu dünyanın sessizliği bir ışıkla bozuldu; bu ışıkbarış rüzgarlarını dindirip dünyanın tüm benliğini sömürecek olan olgununinsanlığın ilk hüzmesiydi.
Adem ve Havva adındaki fırtına öncesi sessizliğin ilk fısıltısı sonraları evlenecek ve 3 tane de oğulları olacaktı; Caine Abel ve Seth. İlk doğan Caine bitkileri yetiştirdi. Onları suladı ve büyüttü hayat verdi. İkinci doğan Abel hayvanlara baktı.
Onları besledi ampirlerin yaşadığı bölgelerçeşitli sınırlarla bölünmüştür. Her bölümbir Prince tarave büyüttü.
Bir gün babaları Ademiki oğluna keskin bir ses tonuyla; "Caine ve Abelyukarıdaki için bir kurban getirin. Getirin ki yaratıcınıza olan minnetiniz bilinsin." dedi.
Caineyukarıdaki için en tatlı meyvelerinien olgun bitkilerini getirdi. Abel ise en gençen güçlü hayvanını kurban etti.
İki kardeş de kurbanlarını Adem'in ocağına koydular ve ateşe verdiler. Duman onları yavaşça yukarı doğru götürdü. Abel'in kurbanı tatlı bir koku yayıp kabul edilirkenCaine'inki kabul edilmedi ve Caine sert bir şekilde azarlandı.
İlk doğan (Caine) ağlamaya başladıgece gündüz yukarıdakine dua etti.
Gel zaman git zamanAdem kurban vaktinin yeniden geldiğini söyledi. Abel yine en güçlü ve genç hayvanlarından birini öldürdü.
Caine ise eli boş geldi çünkü kurbanının istenmeyeceğini biliyordu. "Caine neden bir kurban getirmedin?" diye sordu Abel. İlk doğan gözleri yaşlı bir şekilde kardeşinin kalbine mızrak saplayarak onu kurban etti; hayatta en çok sevdiği şeyi.
Bu olayın ardından yukarıdaki onu cennetten attı ve Nod denilen bir yere sürgün etti.
Caine karanlıkta yalnız kalmıştı. Açtı üşüyordu ve ağlıyordu... Karanlığın içinden tatlı bir ses geldi. Siyahlar içinde bir kadın Caine'e doğru yaklaştı:
"Hikayeni biliyorum Nod'lu Caine. Açsın bende yemek var. Üşüyorsun bende kıyafetler var. Üzgünsün bende rahatlık var". Şaşırmış olan Caine:
"Benim gibi lanetli birini niye rahatlatasın? Neden giydiresin? Neden besleyesin?" dedi ve alacağı cevapla daha da şaşıracaktı:
"Ben senin babanın ilk karısıyım. Yukarıdakine karşı geldim ve özgürlüğü karanlıklarda buldum. Ben Lilith'im. Bir zamanlar ben de üşüyordum. Benim için sıcaklık yoktu. Bir zamanlar ben de açtım benim için yemek yoktu. Bir zamanlar ben de üzgündüm benim için rahatlık yoktu."
Lilith Caine'i ağırladı ve onu besledi rahatlattı. Caine onun evinde bir süre kaldı ve bir gün ona sordu:
"Sadece karanlıktanbu evi nasıl yaptın? Nasıl kıyafetler yarattın? Yiyeceklerini nasıl yetiştirdin?"
Lilith gülümsedi ve cevap verdi: "Ben uyandım. Bu sayede istediğim gücü yaratıyorum". Gözleri parıldayan Caine: "Beni de uyandır Lilithbenim de güce ihtiyacım var. Ben de kendi evimigiysilerimiyiyeceklerimi yaratmalıyım."
"Uyanmanın sana ne yapacağını bilmiyorum. Sen baban tarafından lanetlendin. Ölebilirsinsonsuza kadar değişebilirsin." İçini kemiren heyecanla Caine:
"Güç olmayan bir yaşamın ne önemi var? Sen olmadan ben ölürümama senin kölen olarak yaşayamam."
Lilith Caine'i seviyordu. Sonuçlarından emin olmadığı için istemese de Caine'e olan sevgisiiçinden gelen sesin önüne geçti ve onu uyandırdı. Bileğinden gelen kanı bir kaba koydu ve Caine'e içirdi.
Caine Abyss'e düştüo kadar uzun süre düştü ki bu ona sonsuzluk gibi geldi. Gözlerini açtığında karanlık bir yerdeydi.
Karanlığın içinde Caine parlak bir ışık gördü. Gecede parlayan ateşMichaelKutsal Ateşin koruyucusu ona gelmiştive şöyle dedi.
"Adem ve Havva'nın oğlusuçun büyük ama babamın bağışlayıcılığı daha büyük. O seni affetti."
Kızgın ve kırgın Caine cevap verdi: "yukarıdakinin acımasıyla değil ancak kendi vicdanımla gurur içinde yaşayabilirim." Reddetmişti. Ve
Michael ona ilk lanetini verdi:
"Bu diyarlarda gezdiğin sürecesen ve senin çocukların ateşten korkacak. Ateşim sizin derinizi yakacak ve sizi mahvedecek."
O gecenin sabahındaufuktan Raphaelgüneşin koruyucusu göründü. Caine'e şöyle dedi: "Adem'in oğluHavva'nın oğlukardeşin Abel cennetten senin günahlarını affetti. Tanrı'nın bağışlamasını kabul etmeyecek misin?"
Caine cevap verdi: "Abel'ın bağışlaması bir şey ifade etmez. Ancak ben kendimi affedebilirsem gerçekten affolmuş sayılırım"ve reddetti. Onun için değişen pek olmamıştıbir şey dışında; Raphael ona ikinci lanetini vermişti:
"Bu diyarda gezdiğin sürece sen ve çocukların gün doğuşundan korkacak. Güneşin ışınları sizi ateş gibi yakacak. Şimdi git ve karanlık bir yere saklansaklan ki güneşin gazabını hissetme!"
İçini hırs bürüyen Caine kaçtıkaçtı... ve karanlık bir mağaraya saklanarak derin bir uykuya daldı. Uyandığında ölüm meleği Uriel onu kanatlarının arasında tutuyordu. Caine'e doğru eğilerek kulağına fısıldadı: "Adem'in oğluHavva'nın oğluTanrı senin bütün günahlarını bağışladıkabul et ve bütün lanetlerinden kurtul.."
Büyük bir fırsat gibi görünen bu teklife kırgınlığı dinmeyen Caine cevap verdi: "Tanrının bağışlamasıyla değilkendi bağışlamamla yaşayacağım. Ben benim. Yaptıklarımı yaptım. Bu asla değişmeyecek".
Ve Tanrının kendisiUriel'ın ağzından Caine'e son ve en büyük lanetini verdi:
"Sen ve senin çocuklarınbu diyarda gezdiği sürece karanlığa tutunacaklar. Sadece kan içecekler. Sadece kül yiyecekler. Bir ölü gibi yaşayacaklarfakat ölmeyecekler. Son günlere kadar dokunduğunuz her şey yok olacak!"
Bu lanetle Caine acı bir çığlık attıgözlerinden kan geliyordu. Kanı bir kabın içine doldurdu ve içti.
Kafasını kaldırdığında Gabriel karşısında duruyordu. Fırtına sonrası sessizliğinin verdiği yankıyla: "Adem'in oğluHavva'nın oğlu; babamın bağışlayıcılığı sandığından çok daha büyük. Şimdi bile affedilmeye bir yol açıldı.
Bu yola "Golconda" diyeceksin. Çocuklarına ondan bahset çünkü sadece bu yolla yeniden ışıkta yürüyebileceksiniz."
GOLCONDA: vampir dünyasında kimine göre efsane kimine göre gercek olan cennet* gibi bir yer.
“peki bütün bunlar nerede başladı? Yani Carlisle sizi değiştirdiğine göre onu da biri değiştirmiş olmalı. Onu da…’’ cümlesini bitiremedi.
“sen nasıl dünyaya geldin? Evrim? Yaradılış? Biz de diğer türler gibi evrim geçirmiş olamaz mıyız? Avcıyla av? Ya da dünyanın kendi kendine var olduğuna inanmasan bile bunu kabul etmek benim için de zor, narin melekbalığı ile köpekbalığını, yavru fok balığı ile katil balinayı yan yana yaratan güç bu iki türü de birlikte yaratmış olamaz mı?’’
Hem Alacakaranlık'ta hem de Midnight Sun'un elly versiyonunda rastladığımız bu sorudan yola çıktım ve ilginç bir efsaneye rastladım. Yahudi ve Hristiyan inançlarıyla temellenen efsanemizle başbaşa bırakalım sizi...
-Alıntıdır-
Bundan yüzyıllar önceyapraklardaki sakin rüzgar dokunuşu ve kuş cıvıltılarıyla dolu dünyanın sessizliği bir ışıkla bozuldu; bu ışıkbarış rüzgarlarını dindirip dünyanın tüm benliğini sömürecek olan olgununinsanlığın ilk hüzmesiydi.
Adem ve Havva adındaki fırtına öncesi sessizliğin ilk fısıltısı sonraları evlenecek ve 3 tane de oğulları olacaktı; Caine Abel ve Seth. İlk doğan Caine bitkileri yetiştirdi. Onları suladı ve büyüttü hayat verdi. İkinci doğan Abel hayvanlara baktı.
Onları besledi ampirlerin yaşadığı bölgelerçeşitli sınırlarla bölünmüştür. Her bölümbir Prince tarave büyüttü.
Bir gün babaları Ademiki oğluna keskin bir ses tonuyla; "Caine ve Abelyukarıdaki için bir kurban getirin. Getirin ki yaratıcınıza olan minnetiniz bilinsin." dedi.
Caineyukarıdaki için en tatlı meyvelerinien olgun bitkilerini getirdi. Abel ise en gençen güçlü hayvanını kurban etti.
İki kardeş de kurbanlarını Adem'in ocağına koydular ve ateşe verdiler. Duman onları yavaşça yukarı doğru götürdü. Abel'in kurbanı tatlı bir koku yayıp kabul edilirkenCaine'inki kabul edilmedi ve Caine sert bir şekilde azarlandı.
İlk doğan (Caine) ağlamaya başladıgece gündüz yukarıdakine dua etti.
Gel zaman git zamanAdem kurban vaktinin yeniden geldiğini söyledi. Abel yine en güçlü ve genç hayvanlarından birini öldürdü.
Caine ise eli boş geldi çünkü kurbanının istenmeyeceğini biliyordu. "Caine neden bir kurban getirmedin?" diye sordu Abel. İlk doğan gözleri yaşlı bir şekilde kardeşinin kalbine mızrak saplayarak onu kurban etti; hayatta en çok sevdiği şeyi.
Bu olayın ardından yukarıdaki onu cennetten attı ve Nod denilen bir yere sürgün etti.
Caine karanlıkta yalnız kalmıştı. Açtı üşüyordu ve ağlıyordu... Karanlığın içinden tatlı bir ses geldi. Siyahlar içinde bir kadın Caine'e doğru yaklaştı:
"Hikayeni biliyorum Nod'lu Caine. Açsın bende yemek var. Üşüyorsun bende kıyafetler var. Üzgünsün bende rahatlık var". Şaşırmış olan Caine:
"Benim gibi lanetli birini niye rahatlatasın? Neden giydiresin? Neden besleyesin?" dedi ve alacağı cevapla daha da şaşıracaktı:
"Ben senin babanın ilk karısıyım. Yukarıdakine karşı geldim ve özgürlüğü karanlıklarda buldum. Ben Lilith'im. Bir zamanlar ben de üşüyordum. Benim için sıcaklık yoktu. Bir zamanlar ben de açtım benim için yemek yoktu. Bir zamanlar ben de üzgündüm benim için rahatlık yoktu."
Lilith Caine'i ağırladı ve onu besledi rahatlattı. Caine onun evinde bir süre kaldı ve bir gün ona sordu:
"Sadece karanlıktanbu evi nasıl yaptın? Nasıl kıyafetler yarattın? Yiyeceklerini nasıl yetiştirdin?"
Lilith gülümsedi ve cevap verdi: "Ben uyandım. Bu sayede istediğim gücü yaratıyorum". Gözleri parıldayan Caine: "Beni de uyandır Lilithbenim de güce ihtiyacım var. Ben de kendi evimigiysilerimiyiyeceklerimi yaratmalıyım."
"Uyanmanın sana ne yapacağını bilmiyorum. Sen baban tarafından lanetlendin. Ölebilirsinsonsuza kadar değişebilirsin." İçini kemiren heyecanla Caine:
"Güç olmayan bir yaşamın ne önemi var? Sen olmadan ben ölürümama senin kölen olarak yaşayamam."
Lilith Caine'i seviyordu. Sonuçlarından emin olmadığı için istemese de Caine'e olan sevgisiiçinden gelen sesin önüne geçti ve onu uyandırdı. Bileğinden gelen kanı bir kaba koydu ve Caine'e içirdi.
Caine Abyss'e düştüo kadar uzun süre düştü ki bu ona sonsuzluk gibi geldi. Gözlerini açtığında karanlık bir yerdeydi.
Karanlığın içinde Caine parlak bir ışık gördü. Gecede parlayan ateşMichaelKutsal Ateşin koruyucusu ona gelmiştive şöyle dedi.
"Adem ve Havva'nın oğlusuçun büyük ama babamın bağışlayıcılığı daha büyük. O seni affetti."
Kızgın ve kırgın Caine cevap verdi: "yukarıdakinin acımasıyla değil ancak kendi vicdanımla gurur içinde yaşayabilirim." Reddetmişti. Ve
Michael ona ilk lanetini verdi:
"Bu diyarlarda gezdiğin sürecesen ve senin çocukların ateşten korkacak. Ateşim sizin derinizi yakacak ve sizi mahvedecek."
O gecenin sabahındaufuktan Raphaelgüneşin koruyucusu göründü. Caine'e şöyle dedi: "Adem'in oğluHavva'nın oğlukardeşin Abel cennetten senin günahlarını affetti. Tanrı'nın bağışlamasını kabul etmeyecek misin?"
Caine cevap verdi: "Abel'ın bağışlaması bir şey ifade etmez. Ancak ben kendimi affedebilirsem gerçekten affolmuş sayılırım"ve reddetti. Onun için değişen pek olmamıştıbir şey dışında; Raphael ona ikinci lanetini vermişti:
"Bu diyarda gezdiğin sürece sen ve çocukların gün doğuşundan korkacak. Güneşin ışınları sizi ateş gibi yakacak. Şimdi git ve karanlık bir yere saklansaklan ki güneşin gazabını hissetme!"
İçini hırs bürüyen Caine kaçtıkaçtı... ve karanlık bir mağaraya saklanarak derin bir uykuya daldı. Uyandığında ölüm meleği Uriel onu kanatlarının arasında tutuyordu. Caine'e doğru eğilerek kulağına fısıldadı: "Adem'in oğluHavva'nın oğluTanrı senin bütün günahlarını bağışladıkabul et ve bütün lanetlerinden kurtul.."
Büyük bir fırsat gibi görünen bu teklife kırgınlığı dinmeyen Caine cevap verdi: "Tanrının bağışlamasıyla değilkendi bağışlamamla yaşayacağım. Ben benim. Yaptıklarımı yaptım. Bu asla değişmeyecek".
Ve Tanrının kendisiUriel'ın ağzından Caine'e son ve en büyük lanetini verdi:
"Sen ve senin çocuklarınbu diyarda gezdiği sürece karanlığa tutunacaklar. Sadece kan içecekler. Sadece kül yiyecekler. Bir ölü gibi yaşayacaklarfakat ölmeyecekler. Son günlere kadar dokunduğunuz her şey yok olacak!"
Bu lanetle Caine acı bir çığlık attıgözlerinden kan geliyordu. Kanı bir kabın içine doldurdu ve içti.
Kafasını kaldırdığında Gabriel karşısında duruyordu. Fırtına sonrası sessizliğinin verdiği yankıyla: "Adem'in oğluHavva'nın oğlu; babamın bağışlayıcılığı sandığından çok daha büyük. Şimdi bile affedilmeye bir yol açıldı.
Bu yola "Golconda" diyeceksin. Çocuklarına ondan bahset çünkü sadece bu yolla yeniden ışıkta yürüyebileceksiniz."
GOLCONDA: vampir dünyasında kimine göre efsane kimine göre gercek olan cennet* gibi bir yer.
arlemcans- Admin
- Mesaj Sayısı : 316
Puan : 534
Kayıt tarihi : 15/12/10
Yaş : 38
Nerden : Ankara
Similar topics
» Alacakaranlık Efsanesi'nin Sonu Değişti!
» Vampir
» Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
» Alacakaranlık Efsanesi: Film Arşivi Kitabından Yeni/Eski Set Resimleri
» Vampir İndeksi
» Vampir
» Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
» Alacakaranlık Efsanesi: Film Arşivi Kitabından Yeni/Eski Set Resimleri
» Vampir İndeksi
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz