Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
+6
qizolum.
nessie!!
●~яσѕє яυѕѕєℓℓ~●
Bella_Ceren
Mikli4
rens-peri
10 posters
1 sayfadaki 3 sayfası
1 sayfadaki 3 sayfası • 1, 2, 3
Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh
[Resimleri sadece adminler görebilir.]
Her göz açıldığında kapanmamak için yemin içer.
İçtiği yemini bozmamak için mücadele eder çoğu zaman.
Ama bir şeyden çok emindir ki ondan üstün bir güç içtiği yemini bozabilir.
Yeni bir başlangıç bu sonun habercisidir aslında.
Her başlangıç eğer beraberinde sonu da getirmeseydi belki de zaman, kavram olmaktan çıkardı.
Ve her ne olursa olsun mücadele asla varolmazdı.
Tek şey için vardır mücadele, her seferinde daha da baş döndürücü ve etkileyicidir.
Ya yenilir, ya yener. Ama hiçbir zaman keşke demez.
Çünkü bilir ki keşkeler sonun başlangıcına nokta koymaktır.
''Damarlarımda dolaşan kanın bedenimde yarattığı gücü hiç bu kadar hissetmemiştim. Yaşam damarlarımı canlandıran bu kan bu sefer bana ölmeyi emrediyordu. Mücadele etmek hiç bu kadar anlamlı olmamıştı benim dünyamda. Kaybettiklerimi geri alabilmek için neyim vardı ki başka?''
Damarlarımda dolaşan kanın bedenime verdiği güç bu sefer diğerlerinden çok daha farklıydı.Mücadeleyi hatırlatıyordu bana,mücadele etmem gerektiğini.Bu sadece geçmişin verdiği ufak bir yara izi değildi,bu bedenimde çektiğim vicdan azabının ta kendisiydi.İçimdeki nefret her bir gün biraz daha artıyordu.Unutmak yerine her geçen gün bir kez daha hatırlatıyordu yaşam bana çektirdiği acılarını...Yaşadığım dünya benim için cehennem denilecek kadar azap ve acı doluydu.O lanet günün yaşadığım her saniyesine lanet okuyordum.Benden aldıkları her şeyi onlara teker teker ödetmek için can atıyordum.Nefretin verdiği o istekle bedenim kavruluyorken,yaşamak bana daha anlamlı geliyordu.Benden aldıkları her şeyi onlardan geri almak için her gün dünyaya gözlerimi açıyor,her akşam gözlerimi kapadığımda yeniden uyanmayı diliyordum.Beni yaşamda besleyen tek şey içimde kalan nefret duygusuydu.Bir insan mutlu olmamak için hep en kötüsünü tercih eder miydi?Olduğum şeyden nefret etmiyordum çünkü nefret tahminimden daha basit bir duygu haline gelmişti benim için.Tiksiniyordum sadece,yaradılış anımın verdiği acıyı her bir saniye bedenimde hissediyordum.Olması gerektiği gibiydi,kafamda plandığım her şey yaptıklarımla uyuşacak kadar gerçekti ama hala tam olarak yerine oturmayan bazı şeyler vardı.Senelerdir içimde barınan o tapılası gerçeği daha ne kadar saklayacaktım?Yıllardır aynaya bakamaz olmuştum.Kendi yüzümden kaçmak bana alışık gelen bir duyguydu.En azından gelecekte ki nefretimi bana en net haliyle hatırlatan tek şey sahip olduğum yüzümdü.Savaşacaktım,asla arkama bakıp keşke demeyecektim.Çünkü hayat bir oyun ya savaşırsın ya da kaybedersin,keşkelere asla yer vermezsin.Keşke dememek için düştüğüm yoldan hep kalkmış ve yürümüşümdür.Sonlara inanmam,başlangıçları sevmem ama nokta koyduğum yerden geri dönmem.Her başlangıç bir son değil midir aslında?Benim sonum buradan sonra başlıyordu.Geçmişin izlerininin verdiği nefreti bedenimden atmanın zamanı gelmişti.İnançlarım ve yapacaklarım benden aldıkları her şeyi onlara teker teker ödecekti.Bu sefer yalnız değilim,arkamda büyük ve güçlü bir ordum vardı.Geçmişi geri alıp olduğum yerden devam edecektim.Toprağın altındaki benden kalan izleri geri alacaktım.Ben yıllardır öğrendiğim her şeyle tam bir savaşçı olmuştum.Ben Morgan Mystery'idim.Gücüm ve nefretimdi beni besleyen.İntikam alacak kadar çok şey yaşamıştım ve şimdi o gece kan kokusu yayınlan ormanda amacıma ulaşacaktım.Efsane geri dönüyordu,çark tam anlamıyla ölümü gösteriyordu...
Not:Bu hikaye Bella_Ceren ve rens-peri'nin yapımıdır.
[Resimleri sadece adminler görebilir.]
Her göz açıldığında kapanmamak için yemin içer.
İçtiği yemini bozmamak için mücadele eder çoğu zaman.
Ama bir şeyden çok emindir ki ondan üstün bir güç içtiği yemini bozabilir.
Yeni bir başlangıç bu sonun habercisidir aslında.
Her başlangıç eğer beraberinde sonu da getirmeseydi belki de zaman, kavram olmaktan çıkardı.
Ve her ne olursa olsun mücadele asla varolmazdı.
Tek şey için vardır mücadele, her seferinde daha da baş döndürücü ve etkileyicidir.
Ya yenilir, ya yener. Ama hiçbir zaman keşke demez.
Çünkü bilir ki keşkeler sonun başlangıcına nokta koymaktır.
Morgan Mystery...
''Damarlarımda dolaşan kanın bedenimde yarattığı gücü hiç bu kadar hissetmemiştim. Yaşam damarlarımı canlandıran bu kan bu sefer bana ölmeyi emrediyordu. Mücadele etmek hiç bu kadar anlamlı olmamıştı benim dünyamda. Kaybettiklerimi geri alabilmek için neyim vardı ki başka?''
Damarlarımda dolaşan kanın bedenime verdiği güç bu sefer diğerlerinden çok daha farklıydı.Mücadeleyi hatırlatıyordu bana,mücadele etmem gerektiğini.Bu sadece geçmişin verdiği ufak bir yara izi değildi,bu bedenimde çektiğim vicdan azabının ta kendisiydi.İçimdeki nefret her bir gün biraz daha artıyordu.Unutmak yerine her geçen gün bir kez daha hatırlatıyordu yaşam bana çektirdiği acılarını...Yaşadığım dünya benim için cehennem denilecek kadar azap ve acı doluydu.O lanet günün yaşadığım her saniyesine lanet okuyordum.Benden aldıkları her şeyi onlara teker teker ödetmek için can atıyordum.Nefretin verdiği o istekle bedenim kavruluyorken,yaşamak bana daha anlamlı geliyordu.Benden aldıkları her şeyi onlardan geri almak için her gün dünyaya gözlerimi açıyor,her akşam gözlerimi kapadığımda yeniden uyanmayı diliyordum.Beni yaşamda besleyen tek şey içimde kalan nefret duygusuydu.Bir insan mutlu olmamak için hep en kötüsünü tercih eder miydi?Olduğum şeyden nefret etmiyordum çünkü nefret tahminimden daha basit bir duygu haline gelmişti benim için.Tiksiniyordum sadece,yaradılış anımın verdiği acıyı her bir saniye bedenimde hissediyordum.Olması gerektiği gibiydi,kafamda plandığım her şey yaptıklarımla uyuşacak kadar gerçekti ama hala tam olarak yerine oturmayan bazı şeyler vardı.Senelerdir içimde barınan o tapılası gerçeği daha ne kadar saklayacaktım?Yıllardır aynaya bakamaz olmuştum.Kendi yüzümden kaçmak bana alışık gelen bir duyguydu.En azından gelecekte ki nefretimi bana en net haliyle hatırlatan tek şey sahip olduğum yüzümdü.Savaşacaktım,asla arkama bakıp keşke demeyecektim.Çünkü hayat bir oyun ya savaşırsın ya da kaybedersin,keşkelere asla yer vermezsin.Keşke dememek için düştüğüm yoldan hep kalkmış ve yürümüşümdür.Sonlara inanmam,başlangıçları sevmem ama nokta koyduğum yerden geri dönmem.Her başlangıç bir son değil midir aslında?Benim sonum buradan sonra başlıyordu.Geçmişin izlerininin verdiği nefreti bedenimden atmanın zamanı gelmişti.İnançlarım ve yapacaklarım benden aldıkları her şeyi onlara teker teker ödecekti.Bu sefer yalnız değilim,arkamda büyük ve güçlü bir ordum vardı.Geçmişi geri alıp olduğum yerden devam edecektim.Toprağın altındaki benden kalan izleri geri alacaktım.Ben yıllardır öğrendiğim her şeyle tam bir savaşçı olmuştum.Ben Morgan Mystery'idim.Gücüm ve nefretimdi beni besleyen.İntikam alacak kadar çok şey yaşamıştım ve şimdi o gece kan kokusu yayınlan ormanda amacıma ulaşacaktım.Efsane geri dönüyordu,çark tam anlamıyla ölümü gösteriyordu...
Not:Bu hikaye Bella_Ceren ve rens-peri'nin yapımıdır.
En son rens-peri tarafından Salı Eyl. 13, 2011 6:18 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 8 kere değiştirildi
rens-peri- Vejeteryan
- Mesaj Sayısı : 700
Puan : 935
Kayıt tarihi : 12/01/11
Yaş : 27
Nerden : İstanbul
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
İlk Yorum!!
Bu nasıl bir tanıtım ya?
Nefrete bak...
Hele son söz "Efsane geri dönüyordu,çark tam anlamıyla ölümü gösteriyordu..."
Vaaay! Dedirtti bana.Ellerinie sağlık.
Takipteyim =)
Bu nasıl bir tanıtım ya?
Nefrete bak...
Hele son söz "Efsane geri dönüyordu,çark tam anlamıyla ölümü gösteriyordu..."
Vaaay! Dedirtti bana.Ellerinie sağlık.
Takipteyim =)
Mikli4- Cullen
- Mesaj Sayısı : 1219
Puan : 1322
Kayıt tarihi : 04/01/11
Yaş : 25
Nerden : Neptün ;)
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Canım beğenmene çok sevindik. :) Güzel yorumun için çok teşekkür ederiz.
Bella_Ceren- KurtAdam
- Mesaj Sayısı : 7995
Puan : 18017
Kayıt tarihi : 26/12/10
Nerden : Ankara
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
HARİKA bir tanıtım olmuş canlar
ellerinize sağlık
meraktan çatlarım..
ilk bölümü ne zaman atarsınız ? :)
ellerinize sağlık
meraktan çatlarım..
ilk bölümü ne zaman atarsınız ? :)
●~яσѕє яυѕѕєℓℓ~●- Mesaj Sayısı : 37
Puan : 53
Kayıt tarihi : 05/01/11
Yaş : 27
Nerden : İzmit
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Mikli4 demiş ki:İlk Yorum!!
Bu nasıl bir tanıtım ya?
Nefrete bak...
Hele son söz "Efsane geri dönüyordu,çark tam anlamıyla ölümü gösteriyordu..."
Vaaay! Dedirtti bana.Ellerinie sağlık.
Takipteyim =)
Teşekkür ederiz canım beğenmene çok sevindik:)
rens-peri- Vejeteryan
- Mesaj Sayısı : 700
Puan : 935
Kayıt tarihi : 12/01/11
Yaş : 27
Nerden : İstanbul
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
●~яσѕє яυѕѕєℓℓ~● demiş ki:HARİKA bir tanıtım olmuş canlar
ellerinize sağlık
meraktan çatlarım..
ilk bölümü ne zaman atarsınız ? :)
Çok teşekkür ederiz hayatım. Beğenmene çok sevindik. İlk bölüm en kısa zamanda diyelim. :)
Bella_Ceren- KurtAdam
- Mesaj Sayısı : 7995
Puan : 18017
Kayıt tarihi : 26/12/10
Nerden : Ankara
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Hemen okuyoruuuuuuuuuuuum! :)
nessie!!- Nirvana
- Mesaj Sayısı : 10106
Puan : 24496
Kayıt tarihi : 06/01/11
Yaş : 29
Nerden : BERKHAKMAN
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
●~яσѕє яυѕѕєℓℓ~● demiş ki:HARİKA bir tanıtım olmuş canlar
ellerinize sağlık
meraktan çatlarım..
ilk bölümü ne zaman atarsınız ? :)
Teşekkür ederiz canım:) Bölüm en kısa zamanda :)
rens-peri- Vejeteryan
- Mesaj Sayısı : 700
Puan : 935
Kayıt tarihi : 12/01/11
Yaş : 27
Nerden : İstanbul
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Melike'mm, seni burada görmek harika meleğim.
Bella_Ceren- KurtAdam
- Mesaj Sayısı : 7995
Puan : 18017
Kayıt tarihi : 26/12/10
Nerden : Ankara
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
nessie!! demiş ki:Hemen okuyoruuuuuuuuuuuum! :)
Melike Ablam Ceren'e katılıyorum
rens-peri- Vejeteryan
- Mesaj Sayısı : 700
Puan : 935
Kayıt tarihi : 12/01/11
Yaş : 27
Nerden : İstanbul
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Ne nefretmiş ya... Bir gün acayip patlak verecek gibi gözüküyor. En korktuğum, yaşamak istediğim en son duygulardan biri de nefrettir zaten. İnsanı uç noktaları götürebiliyor. İntikam alma arzusu da eklenince...
Burada da nefretten kavrulan birinin hayatına şahit olacağız sanırım. 'Ordu' dediği yerde koptum zaten. Hıımm.. Nefretin nedenini çok merak ettim.
Anlatımınız şahane. :) Bende son cümleye ve giriş kısmına vuruldum.
Hikayeniz hayırlı olsun diyor, ellerinize sağlık diyerek, ilk bölümü merakla beklediğimi belirtip, yorumumu sonlandırıyorum. =)
Burada da nefretten kavrulan birinin hayatına şahit olacağız sanırım. 'Ordu' dediği yerde koptum zaten. Hıımm.. Nefretin nedenini çok merak ettim.
Anlatımınız şahane. :) Bende son cümleye ve giriş kısmına vuruldum.
Hikayeniz hayırlı olsun diyor, ellerinize sağlık diyerek, ilk bölümü merakla beklediğimi belirtip, yorumumu sonlandırıyorum. =)
qizolum.- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 2942
Puan : 5198
Kayıt tarihi : 13/01/11
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Öncelikle acayipp etkilendiğim cümleleri şöyle bir sıralayayım;
Benden aldıkları her şeyi onlardan geri almak için her gün dünyaya gözlerimi açıyor,her akşam gözlerimi kapadığımda yeniden uyanmayı diliyordum.
Muhteşem bir hırsın göstergesi olan inanılmaz bir cümle.
Sonlara inanmam,başlangıçları sevmem ama nokta koyduğum yerden geri dönmem.
Dehşet bir kararlılığın göstergesi olan bambaşka bir cümle.Ve en son yazdığınız kelimelere de bayıldım.Çark tam anlamıyla ölümü gösteriyordu.
Mason kim? Morgan kim? Merak etmemek elimde değil.Bana Mason demeyin arkadaş,Buz Öpücük'ü okuduktan sonra bir fena oldum o ismi görünce.Neyse konumuz bu değil.Hikaye güzel.Konu çok iyi.Ayy ne ciddi konuştum he
Kızlaaaaaaaaaaaar! İnanılmaz bir şeye benziyor bu,eminim ki bizi çok şaşırtacaksınız.İkinizde yaşına rağmen muhteşem betimlemeler yapan bıcırıklarımısınız benim.
İlk bölümü merakla bekliyorumm :)
Benden aldıkları her şeyi onlardan geri almak için her gün dünyaya gözlerimi açıyor,her akşam gözlerimi kapadığımda yeniden uyanmayı diliyordum.
Muhteşem bir hırsın göstergesi olan inanılmaz bir cümle.
Sonlara inanmam,başlangıçları sevmem ama nokta koyduğum yerden geri dönmem.
Dehşet bir kararlılığın göstergesi olan bambaşka bir cümle.Ve en son yazdığınız kelimelere de bayıldım.Çark tam anlamıyla ölümü gösteriyordu.
Mason kim? Morgan kim? Merak etmemek elimde değil.Bana Mason demeyin arkadaş,Buz Öpücük'ü okuduktan sonra bir fena oldum o ismi görünce.Neyse konumuz bu değil.Hikaye güzel.Konu çok iyi.Ayy ne ciddi konuştum he
Kızlaaaaaaaaaaaar! İnanılmaz bir şeye benziyor bu,eminim ki bizi çok şaşırtacaksınız.İkinizde yaşına rağmen muhteşem betimlemeler yapan bıcırıklarımısınız benim.
İlk bölümü merakla bekliyorumm :)
nessie!!- Nirvana
- Mesaj Sayısı : 10106
Puan : 24496
Kayıt tarihi : 06/01/11
Yaş : 29
Nerden : BERKHAKMAN
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Vayy be çok beğendim gerçek çok güzeldi kızlar ellerinize sağlık :)
RobSten- Yenidoğan
- Mesaj Sayısı : 262
Puan : 264
Kayıt tarihi : 04/01/11
Yaş : 31
Nerden : izmir
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Aslı'm güzel yorumun için çok teşekkür ederiz hayatım. Beğenmene çok sevindik. Zamanını ayırdığın için çok sağol bitanem.
Melike'm, meleğim benim. Çok teşekkür ediyoruz. Beğenmene çok sevindik. Hikaye heyecanlı ve merak uyandırıcı. Biz bile yazarken heyecanlanıyoruz. Canım galiba Sena yazarken yazım hatası yapmış Mason diye bir karakter şuan için yok. Ama gelecek bölümlerde onlarca karakter olacak ve yepyeni karakterler tanıyacağız. Sonsuz teşekkürler hayatım.
RobSten, çok teşekkür ederiz canım benim. Zamanını ayırdığın için çok sağol. Beğenmene çok sevindik.
Melike'm, meleğim benim. Çok teşekkür ediyoruz. Beğenmene çok sevindik. Hikaye heyecanlı ve merak uyandırıcı. Biz bile yazarken heyecanlanıyoruz. Canım galiba Sena yazarken yazım hatası yapmış Mason diye bir karakter şuan için yok. Ama gelecek bölümlerde onlarca karakter olacak ve yepyeni karakterler tanıyacağız. Sonsuz teşekkürler hayatım.
RobSten, çok teşekkür ederiz canım benim. Zamanını ayırdığın için çok sağol. Beğenmene çok sevindik.
Bella_Ceren- KurtAdam
- Mesaj Sayısı : 7995
Puan : 18017
Kayıt tarihi : 26/12/10
Nerden : Ankara
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Aslı'm güzel yorumun için çok teşekkür ederiz. :) Beğenmen ve okuman bizi çok memnun etti. :)
Melike Ablam Yorumun için çok teşekkür ederiz. :)
Robsten,ablacım beğenmene çok sevindik. :) Umarım gelecek bölümleride beğenirsin. :) Yorumun için teşekkür ederiz. :)
Melike Ablam Yorumun için çok teşekkür ederiz. :)
Robsten,ablacım beğenmene çok sevindik. :) Umarım gelecek bölümleride beğenirsin. :) Yorumun için teşekkür ederiz. :)
rens-peri- Vejeteryan
- Mesaj Sayısı : 700
Puan : 935
Kayıt tarihi : 12/01/11
Yaş : 27
Nerden : İstanbul
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Bella_Ceren demiş ki:Aslı'm güzel yorumun için çok teşekkür ederiz hayatım. Beğenmene çok sevindik. Zamanını ayırdığın için çok sağol bitanem.
Melike'm, meleğim benim. Çok teşekkür ediyoruz. Beğenmene çok sevindik. Hikaye heyecanlı ve merak uyandırıcı. Biz bile yazarken heyecanlanıyoruz. Canım galiba Sena yazarken yazım hatası yapmış Mason diye bir karakter şuan için yok. Ama gelecek bölümlerde onlarca karakter olacak ve yepyeni karakterler tanıyacağız. Sonsuz teşekkürler hayatım.
RobSten, çok teşekkür ederiz canım benim. Zamanını ayırdığın için çok sağol. Beğenmene çok sevindik.
Ceren'im sanırım yazım hatası yaptım sandım bende senin sandığın gibi fakat yapmamışım galiba şöyle üstün körü bir baktım ama zaten tanıtımda 2 kez Morgan adı geçiyor,karakterimizin adı Morgan,Mason nereden çıktı Korktum bir an daha ilk bölümden yazım hatası mı yaptım diye :)
rens-peri- Vejeteryan
- Mesaj Sayısı : 700
Puan : 935
Kayıt tarihi : 12/01/11
Yaş : 27
Nerden : İstanbul
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Nasıl bir tanıtımdı bu böyle. Bayıldım bayıldım Bu ne hırs, bu ne nefret. Çok etkileyici bir hikaye olacak çooook. Çok meraklandım şimdi İlk bölümü heycanla bekliyorum (:
sunshine- Vejeteryan
- Mesaj Sayısı : 721
Puan : 748
Kayıt tarihi : 05/01/11
Yaş : 26
Nerden : Jace&Dimitri
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Kızlar tanıtım gerçekten çok güzel olmuş.Gizemli ve merak uyandırıcı bölümler bizi bekliyor gibi =) Ellerinize sağlık,ilk bölümü bekliyorum
Alice in Wonderland- Yeni Üye
- Mesaj Sayısı : 72
Puan : 72
Kayıt tarihi : 02/01/11
Yaş : 30
Nerden : Ankara
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
sunshine, beğenmene çok sevindik canım. Teşekkür ederiz. :)
Ece'cim, çok teşekkür ediyoruz. Zamanını ayırdığın için çok sağol. Beğenmene çok sevindik. :)
Ece'cim, çok teşekkür ediyoruz. Zamanını ayırdığın için çok sağol. Beğenmene çok sevindik. :)
Bella_Ceren- KurtAdam
- Mesaj Sayısı : 7995
Puan : 18017
Kayıt tarihi : 26/12/10
Nerden : Ankara
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
sunshine demiş ki:Nasıl bir tanıtımdı bu böyle. Bayıldım bayıldım Bu ne hırs, bu ne nefret. Çok etkileyici bir hikaye olacak çooook. Çok meraklandım şimdi İlk bölümü heycanla bekliyorum (:
Canım benim çok teşekkür ederiz yorumun için. :)
rens-peri- Vejeteryan
- Mesaj Sayısı : 700
Puan : 935
Kayıt tarihi : 12/01/11
Yaş : 27
Nerden : İstanbul
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh
''Bölüm 1-Part 1....''
[Linkleri sadece adminler görebilir.]
''Nefes almanın yüceliği, onu keşfettikten sonra başlar aslında. Her bir soluk aşkı fısıldar yüreğine. Yürek kayıtsız kalamaz bu fısıltılara. Aşk diye haykıran her şey, senin benliğine işlemiş bir mühür olur çıkar. O mühür nereye basacağını çok iyi bilir aslında. Yüreğin mühürü bastığı anda iş o zaman resmiyetini kazanır.''
Morgan Mystery...
[Resimleri sadece adminler görebilir.]
"Şimdi tek yapmam gereken hırsın pençelerini ödünç almaktı."
Soğuk nefesler eşliğinde yaşarken ölümü tatmıştım ben. Nefesin hakim olabileceği bir yanılgıya yenik düşemezdim. Ölüm üstüme doğru yüksek çalımlarla koşarken parçalara ayrılmış bedenimi bütünleştiremedim. Çünkü her beden kutsallığın büyüsünden payını almıştır. Çoğu zamanda kendini buna mahkummuş gibi hissederek benliğine daha da kuvvetli bir şekilde asılır insan. Ama aklından çıkarmadığı tek şey ruhun benliği esir almaya kalkışabiliyor olduğudur. Kendi ruhun sana asla acımaz. Et parçası yığını olan bedenine hapsolmanın verdiği dürtüyle tiksinir çoğu zaman senden. Ama bu tiksinti sonradan seninle işbirliği de yapabilir. Çünkü bir şeyden tiksinirsen, intikam damarlarını esir alır...
Ölümden, ölmekten ve yok olmaktan hiçbir zaman korkmadım. Öldürmekte korkutmadı beni. Ama kaybetmek... İçimdeki nefret büyüsünü besleyen o hırslı yaratığı benliğine alarak yok olmaya şartlandırmıştı adeta. Bende bir insandım ve aşk benim damarlarımın kanıydı. Bu kan beni esir alan, çıkmaza sürükleyen tek ferdi. Ne yazık ki kollarım onu kurtarmak için kısalığıyla yetersiz kalmıştı. İşte bu yüzden tek yapmam gereken hırsın pençelerini ödünç almaktı. İçimi acıtan tek şeyse ödünç almak, geri teslim etmek demekti. Ama azim, bu pençeleri de yakardı. Küllerde pençeleri sahiplenebilirdi. Ama kaldırılan her bünye beraberinde intikamı da sürüklerdi. Ölüm kollarını açmış, onu benden çalmıştı. Ödünç almayı bilememişti. Oysa ki ben ona izin vermemiştim. Ödünç alma içgüdüsünü kendinde nasıl bulmuştu? Kahretsin ki, ona sadece bir kez yenik düşmüştüm.
Efsanem, benim başlangıcımdır. Sona gelirsem eğeri ödünç alma kavramını silip atmayı görev bilirim. Yüreğim ise bu sefer boyun eğişleriyle sınırlı kalır. Zaten yürek sadece aşkın büyüsüne şahitlik etmek için kutsaldır.
Ödünç almak bi şekilde olumluydu da. Çünkü ödünç aldığın şeyi verdiğin de işin bitmiş, halledilmiş olur.
Ve o an ben hırsın pençelerini ödünç almıştım. Senelerdir canımdan bir parça olan bütünümü paramparça edip, beni esirlikle kutsamaya çalışmışlardı.
Samantha... Her şeyin başlangıcı, aynı zamanda uzun duygularımın virgülüydü o. Tamı tamına 10 sene. Dile kolay 10 sene. Her saniyesinde içimde tüten acı alevlenip kor halini alıyordu. Doğa üstü varlıkların hain tuzakları şehri çevrelediğinde sokağa çıkmak yasaklanmış, ama biz genç yürekler ormanın derinliklerinde aşkımızın kadehlerini kaldırıyorduk. Olan biten bize vurmayacakmışçasına sadece ve sadece aşkın büyüsünü sahiplenmeye karar kılmıştık. Kıldığımız karar bedenlerimizin ve yaratılışımızın sonu olmuştu.
Ölüm soğuk nefesini üzerimize püskürtürken insan olmanın çaresizliğiyle sona yaklaşmıştık. Koruyamamıştım onu. Bir hamlede narin bedeni yere serilmişti. Yaşam enerjisini emmişlerdi. Benim damarımdaki kanı alevlendirip, onu yok etmişlerdi. Bu, tarifi imkansız bir aşkın mühürüydü. Yere serilmiş yaşam sebebime bakarken çığlıklar atmaya ve ona son kez bakmaya yeltendim. Son kez dokundum dudaklarına, yüz hatlarına. Bilincime kazıdım varlığının temelini. Yaşlar gözlerime hücum edip, taarruza geçtiğinde ensemde yoğun bir gerilme hissettim. Canım kavruldu, bedenim umarsızca titremeye başladı. Daha fazla dayanmaya gücüm kalmamıştı, bende çaresizce yere serdim bedenimi. Küçük bir yanılgıya kapılıp mutlu olduğumu düşlemiştim. Bende canımı canına kattığım sevgilime kavuşuyordum. Zannetmelerim işe yaramamıştı. Ben ölümü mutluluk sayarken, onu hissedemeyecek ölçüde yok olmuştum ve intikam kıvılcımını, bulunduğum alana yaymıştı. Büyük yangına 10 sene var.
İnsan sevdiklerini kaybettiği zaman çaresizleşiyor. İlk anda ne yapacağını bilemiyorsun. Çünkü şok bedenini esir alıyor. Ama bilinçaltın bedenine sinyal yolladığında her şey kavramını yitiriyor ve harekete geçiyorsun. Her şey daha bir anlamlı bakıyor sana. Yaşıyorum diyorsun, hayat öyle ya da böyle devam ediyor. Ama içinden hırs, kin, nefret duygusu asla yerini başkalarına kaptırmıyor.
10 sen boyunca büyük bir krallığın huzuruna mensup olarak çalışmış biriyim. Her gün ayrı bir nefret kusarak çalıştığım bu lanet krallık her evresinde beni içine hapsediyordu sanki. Ama her şeyi rayına oturtarak ilerlemek zorundaydım. Çünkü mücadele benim efendimdir. Başka hiçbir kuvvet bu sıfatı taşımaya kendi açımdan teşebbüs edemez zaten.
Samantha ile tanıştığımızda çok güzel şeyler hayal ederdim. Mükemmel bir gelecek ve yanımda sadece ve sadece o. Hayaller ve geleceği düşlemek insanı her zaman güçlü kılar. Bu benim ve onun için hep böyle olmuştu. Her şeyden habersiz o mükemmel zamanları değerlendirmek ve o anlardan asla kopmamak insana iyi hissettiriyordu. Aşk bizi çehresi etrafına sarmışken hiçbir zaman o çehreden çıkmak için mücadele etmedik. Çünkü en güzel büyüydü aşk. Sevdiğinin kalbine hissederek dokunmak, her atışında kendini bulmak... Elleri, gözleri, dudakları ile onu sahiplenmek... Ve onsuz bir saniye bile geçirememek. İşte aşk böyle bir şey. Onu hissettiğin ölçüde yaşarsın. Bedenin yanar, yanar ve yanar. Sonra küllerini büyük bir zevkle toplarsın. O küller senin yaratılışının simgesi haline gelmiştir. Elini uzattığın her nokta artık o küllerdir.
O küllerin doğaüstü güçler tarafından savrulabileceğini düşünememiştik hiç. Anı yaşamak derler ya, biz yaşamın sadece bu yüzüyle ilgilenmiştik. Keşke demek hiç bu kadar güç olmamıştı. Ben bu süreçte her pişmanlığı bir kez yaşamıştım. Pişmanlıklar, beni daha çok doğruluğa sürüklerken, yalancı tavırlarımla o krallığın efendisi olma yolunda ilerliyordum. Ve ben artık insan değildim. Yaşadığım her şey kırıntılarını bırakarak yeni zihnimin akıl almaz ışıklarından ayrılmışlardı. Ve bu ayrılış kapkara bir sayfaya yelken açışım olmuştu.
Ve şimdi bu iğrenç krallıktan bir efendi sıfatına ramak kala ayrılıyordum. Bunun şerefine yüce kutsal kadehi hırsımın şerefine kaldırıyordum. Toprağın altından çıkarmaya geliyorum seni sevgili. Ama önce sana anlatacaklarım olacak. Merak ediyorsundur eminim ki. Asla sana olan inancımı ve sevgimi kaybetmedim. Aslına bakarsan kaybedecek o kadar çok şey var ki...
"Ve yaşam karşınıza çıkan her şeyden şüphe duymaya başladığınızda başlar." (Sokrates)
''Samantha Goldberg...''
[Resimleri sadece adminler görebilir.]
''Ona zarar vermeyin!Morgan!''Morgan'a sarf ettiğim son sözlerdi bunlar...Bundan sonra yeryüzünde sadece ismim olacaktı,toprak altında ki bedenim Morgan'ın yaşadığını bilerek huzur bulacaktı.Bu benim için bir son değildi aksine yeni bir dünyanın başlangıcıydı.
Samantha Goldberg.
''Bu son diğerlerinden çok daha farklıydı.Geri dönüşü olmayan,gücümün son bulduğu ve asla kalbimin tekrar atmayacağı bir sondu.Bu benim kısacık hayatımın son perdesiydi.''
Geri dönüşü olmayan bir yoldu bu...Veda zamanım çoktan gelmişti.Yenilmişliğin verdiği acizlikle dizlerimin üzerine çöktüm ve titrek elim tam kalbimin üzerinde durdu.''Morgan!''diye haykırdım son kez...Morgan ağlayan,ümitsiz gözlerle bana baktığında sadece gülümsedim.Beni böyle hatırlamasını istiyordum.Yaşadığı süre boyunca yüzümde ki acıyı değil,beni hep solgun yüzümde ki gülümsememle hatırlamasını istiyordum.Onun her bir gözyaşı beni bir kez daha öldürüyordu.Benim için yolun sonuydu. Dizlerimin üzerine çöktüm,yağmurdan ıslanmış toprağı avuçladım ve yere düştüm,ağlamalarımın arasından duyduğum çığlıklar ormanı inletiyordu.''Morgan teslim ol!''diyebildim son nefesimle...Kalbimin teklediği her bir an kan kusuyordum.Zehir bedenimi kasık kavururken kalbimin hissettiği son duygu nefretti.Hiçbir nefret beni bu kadar yolun sonuna getirmemişti.Hiçbir nefret bir insanın canını alacak kadar büyük olamazdı.Gözlerim kapanmamak için dirensede kulağıma ''Ölüyorsun Samantha Goldberg...''diyen o tiksindirici sese aklımca meydan okuyordum.''Morgan,yardım et!''dedim son bir kez...Sonlar başlangıçlara gebedir.Başlangıçlar ise sonlara...Dünya döndükçe bozulmayacak bir dengedir bu.Tıpkı kavurucu güneşin kendini sararmış yapraklara bırakması gibi.Yağmur damlalarının kendini dondurucu soğuğa bırakması gibiydi.Bu döngü hiçbir zaman değişmeyecek ise sonların bir başlangıç olduğu gerçeği değişmeyecekti.Benimle ilgili tek hatırlanan cesaretim olacaktı.Geri dönüş şansım yoktu.
''1...2...3...İyi uykular Samantha Goldberg.İyi uykular...''diyen o tiksindirici ses gerçeğin ta kendisiydi.Benim içinde doğan ve giderek büyüyen gerçeğin aynaya olan yansımasıydı.Benim içimde kopan fırtınayı kimse bilmeyecekti fakat benim geri dönüşüm insanların kanını donduracaktı.Bu bir son değil aslında yeniden uyanışın ta kendisiydi...
Ben artık tam anlamıyla bir ölü bedendim.Yaşamak için hiçbir amacım yoktu.Tek istediğim Morgan'ı son bir kez görebilmekti.Hafife alınmayacak bir zamandı 10 yıl.Bunca yıl boyunca o benim sadece basit bir flörtüm olmamıştı ileride evleneceğim adamdı.Hayallerimiz vardı,gerçekleştirmek adına uğruna kendimizden vazgeçeceğimiz.Bembeyaz bir gelinlik giyinecektim,o ise simsiyah bir damatlık mihrapta elini tutacak ve onun eşi olacaktım.Şimdi ise bu hayallerim hiçbir anlam ifade etmiyordu bana...İnsan ölü bedeninde,atmayan kalbine rağmen aşık olduğu adamı özleyebilir miydi?O benim için ufak bir ilişkiyi ifade etmiyordu aksine benim bir parçamdı.Aşk ölümden kat be kat daha fazla yakıyordu insanın canını.Onun için ölümü göze alabilirim ama onun yaşadığı bir dünya da ben ölüysem bu birimizin içindeki aşkın hala var olduğuna yeterli bir kanıttır.Sokaklarda yaşanan dehşete günlerdir ikimizde şahit olmuştuk.Bir çok kez benim dışarı yalnız çıkmamamı tembihlemişti,onu yanıltmamıştım yanımda değilken ondan habersiz kapıdan dışarı adımımı bile atmadım.Şimdi bunların hiçbir anlamı olmadığına eminim önemli olan aldığın önlemlere uymak değilmiş,kendini korumak yerine sevdiğini korumakmış.Morgan yaşadığı süre boyunca kendini suçlayacaktır,bana engel olması gerektiğini düşünecektir fakat bunların hiçbiri beni geri döndürmeye yetmecekti.Ölü bedenimde saklanan aşkı elbet bir gün o da hissedecekti.Ona duyduğum aşk her şeyden daha gerçekti.Şimdi onu ve onunla yaşadığım herşeyi sonsuza dek unutmak zorundaydım.Morgan'ın yaşaması benim yaşamamdan daha önemliydi benim için...Artık kalbimin atmaması ona duyduğum aşkın büyüklüğünü değiştirmeyecekti çünkü emindim Morgan beni kalbinde sonsuza dek yaşatacaktı.
Şehrin içinde volta atan o iğrenç yaratıklara karşı koyacak kadar güçlü değildik hiçbirimiz...Nereden bilebilirdik ki bir heyecan için ufak bir macera için onun benden benim ise ondan vazgeçeceğimi.Nereden bilebilirdik ki bunun bedelinin bu kadar ağır ve acımasız olabileceğini?Fakat onların bile bilmediği bir şey vardı asıl macera buradan sonra başlıyordu.Benim canımı hiç acımadan almışlardı sıra onlardaydı.Morgan tüm cesaretiyle onlara yenik düşmeyecekti,benim alamadığım intikamı o tüm varlığını oraya koyaracak alacaktı.O Morgan Mystery'iydi.Onun için cesaret yenildiğinde ayağa kalkmak demekti.Bu bir savaştı er ya da geç galibiyet onun olacaktı.
Toprağın altında daha ne kadar kalabilirdim bilmiyordum.Ölüm yaşamaktan çok daha fazla cesaret gerektiriyordu.Sonsuzluk yeri geldiğinde bana sadece acıyı hatırlatıyordu.Cansız damarlarımda dolaşan nefret bana ölümden daha fazla acı veriyordu.Ben Samantha Goldberg'dim.Ailemin bana her zaman öğrettiği gibi başım dik olacaktım.Ölüm her ne kadar acı olsa da yaşamak için yaptığım fedakarlıklarından hiçbirinden pişman değildim.Pişmanlık bir insan için ölmeden önce düşündüğü ''keşke''lerin en başıdır.Eğer hayatından gerçekten mutluysan yaşamak için beklemek sadece aptallıktır.Kalkanını genişleteceksin,acı çekeceğini adın gibi bilsen de ölüme kucak açacaksın.Senin ölümün bir başkasının dirilişi olacaktı.
Bu Kutsal Kadehin son yazgısıydı.İntikam almak hiç bu kadar anlamlı gelmemişti Morgan Mystery'e...O tam bir savaşçıydı,sevdiği kız için dönüşümünün ardından o yaratıkların arasına karışmıştı.Şimdi ise zamanını bekliyordu,doğru zaman geldiğince bu sefer oyunda kazanan kaybeden olmayacaktı.Tek bir kazanan vardı o da kader.Kutsal Kadeh son kez parlayacaktı.Ölü olduğum topraktan eskisinden daha iyi çıkacaktım.Bu bir diriliş öyküsüydü.Yeniden doğduğumda bu sefer her şey daha farklı olacaktı.
Hiçbir şey hatırlamayacaktım.Sadece o sabahı hatırlayacaktım.Hatırlamak için çaba sarf etmeyecektim çünkü günü geldiğinde aynı şeyleri tekrar yaşayacaktım.Morgan tüm gücüyle savaşacaktı,benim için...Yeniden dirilen bedenim herşeyden habersiz mutlu olurken onun benimle birlikte her gün ölen bedeni huzura kavuşacaktı.Bu sefer ölüm vakti değildi.Kutsal Kadeh çoktan hazırdı.Geriye sadece beni diriltmek kalıyordu.Geri dönüşüm bu sefer daha acılı olacaktı.Her şey tersine dönüyordu.İntikam zamanıydı ve ben hazırdım.
Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
''Bölüm 1-Part 1....''
[Linkleri sadece adminler görebilir.]
''Nefes almanın yüceliği, onu keşfettikten sonra başlar aslında. Her bir soluk aşkı fısıldar yüreğine. Yürek kayıtsız kalamaz bu fısıltılara. Aşk diye haykıran her şey, senin benliğine işlemiş bir mühür olur çıkar. O mühür nereye basacağını çok iyi bilir aslında. Yüreğin mühürü bastığı anda iş o zaman resmiyetini kazanır.''
Morgan Mystery...
[Resimleri sadece adminler görebilir.]
"Şimdi tek yapmam gereken hırsın pençelerini ödünç almaktı."
Soğuk nefesler eşliğinde yaşarken ölümü tatmıştım ben. Nefesin hakim olabileceği bir yanılgıya yenik düşemezdim. Ölüm üstüme doğru yüksek çalımlarla koşarken parçalara ayrılmış bedenimi bütünleştiremedim. Çünkü her beden kutsallığın büyüsünden payını almıştır. Çoğu zamanda kendini buna mahkummuş gibi hissederek benliğine daha da kuvvetli bir şekilde asılır insan. Ama aklından çıkarmadığı tek şey ruhun benliği esir almaya kalkışabiliyor olduğudur. Kendi ruhun sana asla acımaz. Et parçası yığını olan bedenine hapsolmanın verdiği dürtüyle tiksinir çoğu zaman senden. Ama bu tiksinti sonradan seninle işbirliği de yapabilir. Çünkü bir şeyden tiksinirsen, intikam damarlarını esir alır...
Ölümden, ölmekten ve yok olmaktan hiçbir zaman korkmadım. Öldürmekte korkutmadı beni. Ama kaybetmek... İçimdeki nefret büyüsünü besleyen o hırslı yaratığı benliğine alarak yok olmaya şartlandırmıştı adeta. Bende bir insandım ve aşk benim damarlarımın kanıydı. Bu kan beni esir alan, çıkmaza sürükleyen tek ferdi. Ne yazık ki kollarım onu kurtarmak için kısalığıyla yetersiz kalmıştı. İşte bu yüzden tek yapmam gereken hırsın pençelerini ödünç almaktı. İçimi acıtan tek şeyse ödünç almak, geri teslim etmek demekti. Ama azim, bu pençeleri de yakardı. Küllerde pençeleri sahiplenebilirdi. Ama kaldırılan her bünye beraberinde intikamı da sürüklerdi. Ölüm kollarını açmış, onu benden çalmıştı. Ödünç almayı bilememişti. Oysa ki ben ona izin vermemiştim. Ödünç alma içgüdüsünü kendinde nasıl bulmuştu? Kahretsin ki, ona sadece bir kez yenik düşmüştüm.
Efsanem, benim başlangıcımdır. Sona gelirsem eğeri ödünç alma kavramını silip atmayı görev bilirim. Yüreğim ise bu sefer boyun eğişleriyle sınırlı kalır. Zaten yürek sadece aşkın büyüsüne şahitlik etmek için kutsaldır.
Ödünç almak bi şekilde olumluydu da. Çünkü ödünç aldığın şeyi verdiğin de işin bitmiş, halledilmiş olur.
Ve o an ben hırsın pençelerini ödünç almıştım. Senelerdir canımdan bir parça olan bütünümü paramparça edip, beni esirlikle kutsamaya çalışmışlardı.
Samantha... Her şeyin başlangıcı, aynı zamanda uzun duygularımın virgülüydü o. Tamı tamına 10 sene. Dile kolay 10 sene. Her saniyesinde içimde tüten acı alevlenip kor halini alıyordu. Doğa üstü varlıkların hain tuzakları şehri çevrelediğinde sokağa çıkmak yasaklanmış, ama biz genç yürekler ormanın derinliklerinde aşkımızın kadehlerini kaldırıyorduk. Olan biten bize vurmayacakmışçasına sadece ve sadece aşkın büyüsünü sahiplenmeye karar kılmıştık. Kıldığımız karar bedenlerimizin ve yaratılışımızın sonu olmuştu.
Ölüm soğuk nefesini üzerimize püskürtürken insan olmanın çaresizliğiyle sona yaklaşmıştık. Koruyamamıştım onu. Bir hamlede narin bedeni yere serilmişti. Yaşam enerjisini emmişlerdi. Benim damarımdaki kanı alevlendirip, onu yok etmişlerdi. Bu, tarifi imkansız bir aşkın mühürüydü. Yere serilmiş yaşam sebebime bakarken çığlıklar atmaya ve ona son kez bakmaya yeltendim. Son kez dokundum dudaklarına, yüz hatlarına. Bilincime kazıdım varlığının temelini. Yaşlar gözlerime hücum edip, taarruza geçtiğinde ensemde yoğun bir gerilme hissettim. Canım kavruldu, bedenim umarsızca titremeye başladı. Daha fazla dayanmaya gücüm kalmamıştı, bende çaresizce yere serdim bedenimi. Küçük bir yanılgıya kapılıp mutlu olduğumu düşlemiştim. Bende canımı canına kattığım sevgilime kavuşuyordum. Zannetmelerim işe yaramamıştı. Ben ölümü mutluluk sayarken, onu hissedemeyecek ölçüde yok olmuştum ve intikam kıvılcımını, bulunduğum alana yaymıştı. Büyük yangına 10 sene var.
İnsan sevdiklerini kaybettiği zaman çaresizleşiyor. İlk anda ne yapacağını bilemiyorsun. Çünkü şok bedenini esir alıyor. Ama bilinçaltın bedenine sinyal yolladığında her şey kavramını yitiriyor ve harekete geçiyorsun. Her şey daha bir anlamlı bakıyor sana. Yaşıyorum diyorsun, hayat öyle ya da böyle devam ediyor. Ama içinden hırs, kin, nefret duygusu asla yerini başkalarına kaptırmıyor.
10 sen boyunca büyük bir krallığın huzuruna mensup olarak çalışmış biriyim. Her gün ayrı bir nefret kusarak çalıştığım bu lanet krallık her evresinde beni içine hapsediyordu sanki. Ama her şeyi rayına oturtarak ilerlemek zorundaydım. Çünkü mücadele benim efendimdir. Başka hiçbir kuvvet bu sıfatı taşımaya kendi açımdan teşebbüs edemez zaten.
Samantha ile tanıştığımızda çok güzel şeyler hayal ederdim. Mükemmel bir gelecek ve yanımda sadece ve sadece o. Hayaller ve geleceği düşlemek insanı her zaman güçlü kılar. Bu benim ve onun için hep böyle olmuştu. Her şeyden habersiz o mükemmel zamanları değerlendirmek ve o anlardan asla kopmamak insana iyi hissettiriyordu. Aşk bizi çehresi etrafına sarmışken hiçbir zaman o çehreden çıkmak için mücadele etmedik. Çünkü en güzel büyüydü aşk. Sevdiğinin kalbine hissederek dokunmak, her atışında kendini bulmak... Elleri, gözleri, dudakları ile onu sahiplenmek... Ve onsuz bir saniye bile geçirememek. İşte aşk böyle bir şey. Onu hissettiğin ölçüde yaşarsın. Bedenin yanar, yanar ve yanar. Sonra küllerini büyük bir zevkle toplarsın. O küller senin yaratılışının simgesi haline gelmiştir. Elini uzattığın her nokta artık o küllerdir.
O küllerin doğaüstü güçler tarafından savrulabileceğini düşünememiştik hiç. Anı yaşamak derler ya, biz yaşamın sadece bu yüzüyle ilgilenmiştik. Keşke demek hiç bu kadar güç olmamıştı. Ben bu süreçte her pişmanlığı bir kez yaşamıştım. Pişmanlıklar, beni daha çok doğruluğa sürüklerken, yalancı tavırlarımla o krallığın efendisi olma yolunda ilerliyordum. Ve ben artık insan değildim. Yaşadığım her şey kırıntılarını bırakarak yeni zihnimin akıl almaz ışıklarından ayrılmışlardı. Ve bu ayrılış kapkara bir sayfaya yelken açışım olmuştu.
Ve şimdi bu iğrenç krallıktan bir efendi sıfatına ramak kala ayrılıyordum. Bunun şerefine yüce kutsal kadehi hırsımın şerefine kaldırıyordum. Toprağın altından çıkarmaya geliyorum seni sevgili. Ama önce sana anlatacaklarım olacak. Merak ediyorsundur eminim ki. Asla sana olan inancımı ve sevgimi kaybetmedim. Aslına bakarsan kaybedecek o kadar çok şey var ki...
"Ve yaşam karşınıza çıkan her şeyden şüphe duymaya başladığınızda başlar." (Sokrates)
''Samantha Goldberg...''
[Resimleri sadece adminler görebilir.]
''Ona zarar vermeyin!Morgan!''Morgan'a sarf ettiğim son sözlerdi bunlar...Bundan sonra yeryüzünde sadece ismim olacaktı,toprak altında ki bedenim Morgan'ın yaşadığını bilerek huzur bulacaktı.Bu benim için bir son değildi aksine yeni bir dünyanın başlangıcıydı.
Samantha Goldberg.
''Bu son diğerlerinden çok daha farklıydı.Geri dönüşü olmayan,gücümün son bulduğu ve asla kalbimin tekrar atmayacağı bir sondu.Bu benim kısacık hayatımın son perdesiydi.''
Geri dönüşü olmayan bir yoldu bu...Veda zamanım çoktan gelmişti.Yenilmişliğin verdiği acizlikle dizlerimin üzerine çöktüm ve titrek elim tam kalbimin üzerinde durdu.''Morgan!''diye haykırdım son kez...Morgan ağlayan,ümitsiz gözlerle bana baktığında sadece gülümsedim.Beni böyle hatırlamasını istiyordum.Yaşadığı süre boyunca yüzümde ki acıyı değil,beni hep solgun yüzümde ki gülümsememle hatırlamasını istiyordum.Onun her bir gözyaşı beni bir kez daha öldürüyordu.Benim için yolun sonuydu. Dizlerimin üzerine çöktüm,yağmurdan ıslanmış toprağı avuçladım ve yere düştüm,ağlamalarımın arasından duyduğum çığlıklar ormanı inletiyordu.''Morgan teslim ol!''diyebildim son nefesimle...Kalbimin teklediği her bir an kan kusuyordum.Zehir bedenimi kasık kavururken kalbimin hissettiği son duygu nefretti.Hiçbir nefret beni bu kadar yolun sonuna getirmemişti.Hiçbir nefret bir insanın canını alacak kadar büyük olamazdı.Gözlerim kapanmamak için dirensede kulağıma ''Ölüyorsun Samantha Goldberg...''diyen o tiksindirici sese aklımca meydan okuyordum.''Morgan,yardım et!''dedim son bir kez...Sonlar başlangıçlara gebedir.Başlangıçlar ise sonlara...Dünya döndükçe bozulmayacak bir dengedir bu.Tıpkı kavurucu güneşin kendini sararmış yapraklara bırakması gibi.Yağmur damlalarının kendini dondurucu soğuğa bırakması gibiydi.Bu döngü hiçbir zaman değişmeyecek ise sonların bir başlangıç olduğu gerçeği değişmeyecekti.Benimle ilgili tek hatırlanan cesaretim olacaktı.Geri dönüş şansım yoktu.
''1...2...3...İyi uykular Samantha Goldberg.İyi uykular...''diyen o tiksindirici ses gerçeğin ta kendisiydi.Benim içinde doğan ve giderek büyüyen gerçeğin aynaya olan yansımasıydı.Benim içimde kopan fırtınayı kimse bilmeyecekti fakat benim geri dönüşüm insanların kanını donduracaktı.Bu bir son değil aslında yeniden uyanışın ta kendisiydi...
Ben artık tam anlamıyla bir ölü bedendim.Yaşamak için hiçbir amacım yoktu.Tek istediğim Morgan'ı son bir kez görebilmekti.Hafife alınmayacak bir zamandı 10 yıl.Bunca yıl boyunca o benim sadece basit bir flörtüm olmamıştı ileride evleneceğim adamdı.Hayallerimiz vardı,gerçekleştirmek adına uğruna kendimizden vazgeçeceğimiz.Bembeyaz bir gelinlik giyinecektim,o ise simsiyah bir damatlık mihrapta elini tutacak ve onun eşi olacaktım.Şimdi ise bu hayallerim hiçbir anlam ifade etmiyordu bana...İnsan ölü bedeninde,atmayan kalbine rağmen aşık olduğu adamı özleyebilir miydi?O benim için ufak bir ilişkiyi ifade etmiyordu aksine benim bir parçamdı.Aşk ölümden kat be kat daha fazla yakıyordu insanın canını.Onun için ölümü göze alabilirim ama onun yaşadığı bir dünya da ben ölüysem bu birimizin içindeki aşkın hala var olduğuna yeterli bir kanıttır.Sokaklarda yaşanan dehşete günlerdir ikimizde şahit olmuştuk.Bir çok kez benim dışarı yalnız çıkmamamı tembihlemişti,onu yanıltmamıştım yanımda değilken ondan habersiz kapıdan dışarı adımımı bile atmadım.Şimdi bunların hiçbir anlamı olmadığına eminim önemli olan aldığın önlemlere uymak değilmiş,kendini korumak yerine sevdiğini korumakmış.Morgan yaşadığı süre boyunca kendini suçlayacaktır,bana engel olması gerektiğini düşünecektir fakat bunların hiçbiri beni geri döndürmeye yetmecekti.Ölü bedenimde saklanan aşkı elbet bir gün o da hissedecekti.Ona duyduğum aşk her şeyden daha gerçekti.Şimdi onu ve onunla yaşadığım herşeyi sonsuza dek unutmak zorundaydım.Morgan'ın yaşaması benim yaşamamdan daha önemliydi benim için...Artık kalbimin atmaması ona duyduğum aşkın büyüklüğünü değiştirmeyecekti çünkü emindim Morgan beni kalbinde sonsuza dek yaşatacaktı.
Şehrin içinde volta atan o iğrenç yaratıklara karşı koyacak kadar güçlü değildik hiçbirimiz...Nereden bilebilirdik ki bir heyecan için ufak bir macera için onun benden benim ise ondan vazgeçeceğimi.Nereden bilebilirdik ki bunun bedelinin bu kadar ağır ve acımasız olabileceğini?Fakat onların bile bilmediği bir şey vardı asıl macera buradan sonra başlıyordu.Benim canımı hiç acımadan almışlardı sıra onlardaydı.Morgan tüm cesaretiyle onlara yenik düşmeyecekti,benim alamadığım intikamı o tüm varlığını oraya koyaracak alacaktı.O Morgan Mystery'iydi.Onun için cesaret yenildiğinde ayağa kalkmak demekti.Bu bir savaştı er ya da geç galibiyet onun olacaktı.
Toprağın altında daha ne kadar kalabilirdim bilmiyordum.Ölüm yaşamaktan çok daha fazla cesaret gerektiriyordu.Sonsuzluk yeri geldiğinde bana sadece acıyı hatırlatıyordu.Cansız damarlarımda dolaşan nefret bana ölümden daha fazla acı veriyordu.Ben Samantha Goldberg'dim.Ailemin bana her zaman öğrettiği gibi başım dik olacaktım.Ölüm her ne kadar acı olsa da yaşamak için yaptığım fedakarlıklarından hiçbirinden pişman değildim.Pişmanlık bir insan için ölmeden önce düşündüğü ''keşke''lerin en başıdır.Eğer hayatından gerçekten mutluysan yaşamak için beklemek sadece aptallıktır.Kalkanını genişleteceksin,acı çekeceğini adın gibi bilsen de ölüme kucak açacaksın.Senin ölümün bir başkasının dirilişi olacaktı.
Bu Kutsal Kadehin son yazgısıydı.İntikam almak hiç bu kadar anlamlı gelmemişti Morgan Mystery'e...O tam bir savaşçıydı,sevdiği kız için dönüşümünün ardından o yaratıkların arasına karışmıştı.Şimdi ise zamanını bekliyordu,doğru zaman geldiğince bu sefer oyunda kazanan kaybeden olmayacaktı.Tek bir kazanan vardı o da kader.Kutsal Kadeh son kez parlayacaktı.Ölü olduğum topraktan eskisinden daha iyi çıkacaktım.Bu bir diriliş öyküsüydü.Yeniden doğduğumda bu sefer her şey daha farklı olacaktı.
Hiçbir şey hatırlamayacaktım.Sadece o sabahı hatırlayacaktım.Hatırlamak için çaba sarf etmeyecektim çünkü günü geldiğinde aynı şeyleri tekrar yaşayacaktım.Morgan tüm gücüyle savaşacaktı,benim için...Yeniden dirilen bedenim herşeyden habersiz mutlu olurken onun benimle birlikte her gün ölen bedeni huzura kavuşacaktı.Bu sefer ölüm vakti değildi.Kutsal Kadeh çoktan hazırdı.Geriye sadece beni diriltmek kalıyordu.Geri dönüşüm bu sefer daha acılı olacaktı.Her şey tersine dönüyordu.İntikam zamanıydı ve ben hazırdım.
Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
rens-peri- Vejeteryan
- Mesaj Sayısı : 700
Puan : 935
Kayıt tarihi : 12/01/11
Yaş : 27
Nerden : İstanbul
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
İLK olsun bakalım. :)
qizolum.- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 2942
Puan : 5198
Kayıt tarihi : 13/01/11
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Çok duygusal bir bölüm olmuş. Gözlerim doldu, neredeyse ağlayacaktım. Ama çok hoşuma gitti. Bilgisayara öyle bir kitlenişim var ki sormayın Zaten siz çok güzel yazıyorsunuz, konuda güzel olunca ortaya muhteşem bir bölüm çıkmış bence. Şarkıda çok uyumlu olmuş. Okuduktan sonra birkaç kere daha dinledim Ellerinize sağlık Yeni bölümü merakla bekliyorum (:
sunshine- Vejeteryan
- Mesaj Sayısı : 721
Puan : 748
Kayıt tarihi : 05/01/11
Yaş : 26
Nerden : Jace&Dimitri
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Çok güzeldi kızlar bayıldım.
Ellerinize sağlık :)
Ellerinize sağlık :)
RobSten- Yenidoğan
- Mesaj Sayısı : 262
Puan : 264
Kayıt tarihi : 04/01/11
Yaş : 31
Nerden : izmir
Geri: Mystery Efsanesi:Kutsal Kadeh/Bölüm 2 Part 3!/13.09.2011
Aslı'm, ilk ilkimiz sen oldun. :)
sunshine, hayatım çok teşekkür ederiz. Beğenmene çok sevindik. Başarıyla kaleme alıp, beğeninizi kazanmışsak ne mutlu bize. Çok sağol.
RobSten, çok teşekkür ederiz canım. Beğenmene çok sevindik. :)
sunshine, hayatım çok teşekkür ederiz. Beğenmene çok sevindik. Başarıyla kaleme alıp, beğeninizi kazanmışsak ne mutlu bize. Çok sağol.
RobSten, çok teşekkür ederiz canım. Beğenmene çok sevindik. :)
Bella_Ceren- KurtAdam
- Mesaj Sayısı : 7995
Puan : 18017
Kayıt tarihi : 26/12/10
Nerden : Ankara
1 sayfadaki 3 sayfası • 1, 2, 3
Similar topics
» Kutsal Meclis - Ted Dekker
» Comic-Con 2011 Breaking Dawn Part-1 Paneli
» Vampir Efsanesi
» Alacakaranlık Efsanesi'nin Sonu Değişti!
» Part 1'in Son Sahnesinden Edward, Part 2'nin Başlangıcından Bella
» Comic-Con 2011 Breaking Dawn Part-1 Paneli
» Vampir Efsanesi
» Alacakaranlık Efsanesi'nin Sonu Değişti!
» Part 1'in Son Sahnesinden Edward, Part 2'nin Başlangıcından Bella
1 sayfadaki 3 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz