Stew ve Dakota 'dan Röportaj
Stew ve Dakota 'dan Röportaj
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Başrollerini Joan Jett rolüyle Kristen Stewart, Cherie Currie rolüyle Dakota Fanning'in paylaştığı The Runaways filmi 1970'li yıllarda genç yaşlarında müzikle bir ilke imza atan ilk kız rock grubunun hikayesi.
Basın toplantısında, aynı zamanda Alacakaranlık fimlerinde de birlikte rol alan Kristen Stewart ve Dakota Fanning ile bu röllerin nasıl üstesinden geldiklerinden, şöhret ve hayranlarıyla olan tecrübelerinden ve kendi gardıroplarını ne kadar sevdiklerinden konuştuk.
-Joan Jett ve Cherie Currie rollerini almak sizin için nasıl bir duyguydu? Kristen sen Joan Jett ile aynı enerjiye sahip gibi duruyorsun ama Dokata sen Cheeri Currie'den farklı gözüküyorsun. Bu bayanları canlandırmak nasıldı?
Dakota:Benim daha önceden oynadığım rollerden çok ayrı bir rol olduğunu düşünüyorum. Açıkca daha önce yaptığım şeylerden oldukça farklı ve izleyecek olan insanlar için de farklı olucaktır ama ben sevdim. Farklı şeyler yapabildiğimi göstererek insanları şaşırtmayı seviyorum ve bu sevdiğim birşey. Umarım ilerde daha çok bu tip rollerde bulunurum.
Kristen: Bu çok nadir gerçekleşen birşey ama Joan ve ben birbirimizi gerçekten iyi anladık. İlişkimiz sıradan ya da kolay tarif edilebilicek bir şey değil ama gerçekten ikimizin de birbirinden farklı, kendimize özgü davranışlarımızın olduğunu düşünüyorum. Onun yaptığı küçük hareketler bende yok. Ve şunu da düşündüm; filmi yaptığımız zamana dayanarak, filmi çekmeden önce bu rölü ne kadar düşünmüş olduğumu ve film çekildikten sonra birçok kez basında bulunup, Joan karakterinin hala üzerimde olmasını. İnsanlar biraz benim üzerime attılar ama kafamda ona dair birazcık birşeyler koruduğumu hissediyorum.
-Çalışırken Joan ve Cherie ile ilişkiniz nasıldı?
Kristen:Ben ikisine de çok minnetarım. Çok şanslıyız ki bu film onları da içeriyor. Ünlü insanlar hakkında film yapabilirsiniz ama Joan hem bu filmin yapımcığını üstlentlenmek hemde her gün sette bulunmak istedi ve onun için çok önemli olan zaman konusunda oldukça anlayışlıydı. Bu kesinlikle yanında ücret verip çalıştığı insanlar hakkında birşeydir. 'Başka birini getirin Anlatmam gerekenleri bu kıza anlatamam' böyle bir şeyi rahatlıkla diyebilirdi.
Filmde bilinmesine gerek olmayan şeyleri bilmeye ihtiyacımız vardı. Sadese detaylar değil, nasıl hissettiklerine dair kişisel düşünceler. Bu yüzden onların sette bulunması hoştu. Ayrıca detaylarda da yardım ettiler çünkü herşeyin nasıl gerçekleştiğini bilemeyiz. Gerçek olaylar hakkında bişeyler uydurmak ve boşlukları doldurmayı denemek felaket olabilirdi.
-Sizin performasınıza yardım edicek ne tür özel detaylar verdiler?
Kristen: Senaryonun yazılma şekli ve diyaloglardan dolayı Kim'in kızlarla uğraşması gerçekten saldırgan ve küstah, nerdeyse onlara liderlik yapıp gitmek istemedikleri bi yola sürükleyip onları olmadıkları birşeye çevirmeyi deniyordu. Her zaman 'Yüzünü yumruklayabirim' diye düşündüm ama Joan 'Hayır ona gülerdin. Sev, o eğlenceli. Onun kadar çılgın ve tuhaf olmayı çok isterdin' dedi. Senaryoyu okudukça 'tanrım ne kadar kaba' diye düşündüm ama Joan her zaman onu sevmemi söyledi. Onu Joan'suz anlamak imkansızdı.
-Cinsellikle ilgili sahnelerle başa çıkmak ne kadar nasıldı, zorlayıcı mıydı?
Kristen:Bu onları farklı yapıyor. Ben Joan'un o zamanki yaşından daha büyüğüm ama bütünüyle farklı olduğunu düşünmüyorum. O yaştayım ve ben bir gencim. Joan gerçekten her zaman bu konuda konuşurdu ve cinselliğin gençler tarafından ortaya atılması bu yüzden saygı görmemesi ona hala yapmacık gelir. Gençsin ve bununla nasıl başa çıkıp çıkamayacağını bilmiyorsun, böyle birşey korkunç olabilirdi ama onların küçük seksi birer varlık olduğu inkar edilemez, özellikle sonradan. Kişisel olarak bu sadece film yapmaktı. Şu an bunun üzerine düşünüyorum ve filmin de bunu ele alması ve 'ne biliyor musun bu cidden düşünülmüş ve gözden düşmüş birşey' demesi güzel.
-İkinizde filmlerinizin promosyonu için Japonyada bulundunuz, özellikle Alacakaranlık için. Sizin Japonyadaki kendi deneyimleriniz The Runaways ile karşılaştırıldığında nasıldı?
Dakota: Japonyaya gittiğiniz zaman, bu benim deneyimim, gerçekten tutkulu ama saygılı hayranlar var. Filmdeki Japon hayranlarla olan sahneyi çok sevdim. Bunu söyleyebilirim çünkü daha önce otelin içine kaçmak aynı zamanda orda kalmayı istemek gibi durumlarda bulundum çünkü çok hoş gözüküyorlardı. Parti yapmak istediler ama gitmek zorundaydık. Onlar böyleler. Eğlenceli ama aynı zamanda çılgınca.
Kristen: Bende aynı şekilde düşünüyorum. Farklı bir kültür. Karşılama her zaman sıcak ama aynı zamanda bi dokusu var. Bunları yapmamın sadece bir yolu var ve böyle karşılanmak hoş ve her zaman eğlenceli. Filmden çıkartılan ve benim çok sevdiğim bir bölüm vardı. İki kız gelip bize gelip tarak veriyorlar ve bizde 'teşekkürler çok teşekkürler' diyoruz ama sonra bu taraklarla bizim saçımızı taramak istediklerini söylüyorlar çünkü saç telimizi istiyorlar. Çok iyiydi. Bu benim gerçekten anlayabileceğim bişey. Gerçekten şirindi.
-Eğer bu filmden birşeyi gardırobunuza alabilseniz bu ne olurdu?
Dakota:Herşeyi saklıyorum ama tek birşeyi almam gerekirse bu korse olurdu
Kristen:Deri ceketi almak isterim ama bende herşeyi saklıyorum.
Röportaj;Christina Radish
Kaynak; <!-- m -->[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]<!-- m -->
Başrollerini Joan Jett rolüyle Kristen Stewart, Cherie Currie rolüyle Dakota Fanning'in paylaştığı The Runaways filmi 1970'li yıllarda genç yaşlarında müzikle bir ilke imza atan ilk kız rock grubunun hikayesi.
Basın toplantısında, aynı zamanda Alacakaranlık fimlerinde de birlikte rol alan Kristen Stewart ve Dakota Fanning ile bu röllerin nasıl üstesinden geldiklerinden, şöhret ve hayranlarıyla olan tecrübelerinden ve kendi gardıroplarını ne kadar sevdiklerinden konuştuk.
-Joan Jett ve Cherie Currie rollerini almak sizin için nasıl bir duyguydu? Kristen sen Joan Jett ile aynı enerjiye sahip gibi duruyorsun ama Dokata sen Cheeri Currie'den farklı gözüküyorsun. Bu bayanları canlandırmak nasıldı?
Dakota:Benim daha önceden oynadığım rollerden çok ayrı bir rol olduğunu düşünüyorum. Açıkca daha önce yaptığım şeylerden oldukça farklı ve izleyecek olan insanlar için de farklı olucaktır ama ben sevdim. Farklı şeyler yapabildiğimi göstererek insanları şaşırtmayı seviyorum ve bu sevdiğim birşey. Umarım ilerde daha çok bu tip rollerde bulunurum.
Kristen: Bu çok nadir gerçekleşen birşey ama Joan ve ben birbirimizi gerçekten iyi anladık. İlişkimiz sıradan ya da kolay tarif edilebilicek bir şey değil ama gerçekten ikimizin de birbirinden farklı, kendimize özgü davranışlarımızın olduğunu düşünüyorum. Onun yaptığı küçük hareketler bende yok. Ve şunu da düşündüm; filmi yaptığımız zamana dayanarak, filmi çekmeden önce bu rölü ne kadar düşünmüş olduğumu ve film çekildikten sonra birçok kez basında bulunup, Joan karakterinin hala üzerimde olmasını. İnsanlar biraz benim üzerime attılar ama kafamda ona dair birazcık birşeyler koruduğumu hissediyorum.
-Çalışırken Joan ve Cherie ile ilişkiniz nasıldı?
Kristen:Ben ikisine de çok minnetarım. Çok şanslıyız ki bu film onları da içeriyor. Ünlü insanlar hakkında film yapabilirsiniz ama Joan hem bu filmin yapımcığını üstlentlenmek hemde her gün sette bulunmak istedi ve onun için çok önemli olan zaman konusunda oldukça anlayışlıydı. Bu kesinlikle yanında ücret verip çalıştığı insanlar hakkında birşeydir. 'Başka birini getirin Anlatmam gerekenleri bu kıza anlatamam' böyle bir şeyi rahatlıkla diyebilirdi.
Filmde bilinmesine gerek olmayan şeyleri bilmeye ihtiyacımız vardı. Sadese detaylar değil, nasıl hissettiklerine dair kişisel düşünceler. Bu yüzden onların sette bulunması hoştu. Ayrıca detaylarda da yardım ettiler çünkü herşeyin nasıl gerçekleştiğini bilemeyiz. Gerçek olaylar hakkında bişeyler uydurmak ve boşlukları doldurmayı denemek felaket olabilirdi.
-Sizin performasınıza yardım edicek ne tür özel detaylar verdiler?
Kristen: Senaryonun yazılma şekli ve diyaloglardan dolayı Kim'in kızlarla uğraşması gerçekten saldırgan ve küstah, nerdeyse onlara liderlik yapıp gitmek istemedikleri bi yola sürükleyip onları olmadıkları birşeye çevirmeyi deniyordu. Her zaman 'Yüzünü yumruklayabirim' diye düşündüm ama Joan 'Hayır ona gülerdin. Sev, o eğlenceli. Onun kadar çılgın ve tuhaf olmayı çok isterdin' dedi. Senaryoyu okudukça 'tanrım ne kadar kaba' diye düşündüm ama Joan her zaman onu sevmemi söyledi. Onu Joan'suz anlamak imkansızdı.
-Cinsellikle ilgili sahnelerle başa çıkmak ne kadar nasıldı, zorlayıcı mıydı?
Kristen:Bu onları farklı yapıyor. Ben Joan'un o zamanki yaşından daha büyüğüm ama bütünüyle farklı olduğunu düşünmüyorum. O yaştayım ve ben bir gencim. Joan gerçekten her zaman bu konuda konuşurdu ve cinselliğin gençler tarafından ortaya atılması bu yüzden saygı görmemesi ona hala yapmacık gelir. Gençsin ve bununla nasıl başa çıkıp çıkamayacağını bilmiyorsun, böyle birşey korkunç olabilirdi ama onların küçük seksi birer varlık olduğu inkar edilemez, özellikle sonradan. Kişisel olarak bu sadece film yapmaktı. Şu an bunun üzerine düşünüyorum ve filmin de bunu ele alması ve 'ne biliyor musun bu cidden düşünülmüş ve gözden düşmüş birşey' demesi güzel.
-İkinizde filmlerinizin promosyonu için Japonyada bulundunuz, özellikle Alacakaranlık için. Sizin Japonyadaki kendi deneyimleriniz The Runaways ile karşılaştırıldığında nasıldı?
Dakota: Japonyaya gittiğiniz zaman, bu benim deneyimim, gerçekten tutkulu ama saygılı hayranlar var. Filmdeki Japon hayranlarla olan sahneyi çok sevdim. Bunu söyleyebilirim çünkü daha önce otelin içine kaçmak aynı zamanda orda kalmayı istemek gibi durumlarda bulundum çünkü çok hoş gözüküyorlardı. Parti yapmak istediler ama gitmek zorundaydık. Onlar böyleler. Eğlenceli ama aynı zamanda çılgınca.
Kristen: Bende aynı şekilde düşünüyorum. Farklı bir kültür. Karşılama her zaman sıcak ama aynı zamanda bi dokusu var. Bunları yapmamın sadece bir yolu var ve böyle karşılanmak hoş ve her zaman eğlenceli. Filmden çıkartılan ve benim çok sevdiğim bir bölüm vardı. İki kız gelip bize gelip tarak veriyorlar ve bizde 'teşekkürler çok teşekkürler' diyoruz ama sonra bu taraklarla bizim saçımızı taramak istediklerini söylüyorlar çünkü saç telimizi istiyorlar. Çok iyiydi. Bu benim gerçekten anlayabileceğim bişey. Gerçekten şirindi.
-Eğer bu filmden birşeyi gardırobunuza alabilseniz bu ne olurdu?
Dakota:Herşeyi saklıyorum ama tek birşeyi almam gerekirse bu korse olurdu
Kristen:Deri ceketi almak isterim ama bende herşeyi saklıyorum.
Röportaj;Christina Radish
Kaynak; <!-- m -->[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]<!-- m -->
lincolngamze- Admin
- Mesaj Sayısı : 2192
Puan : 5338
Kayıt tarihi : 15/12/10
Yaş : 31
Similar topics
» Stew ve Dakota 'dan Röportaj 2
» Rob,Tay,Alec,Dakota&Stew-Eskilerden
» Yeni Röportaj Videoları
» Robert, Kristen, Taylor ve Şöhret - Prömiyerden Röportaj
» Stephenie Meyer'dan eski bi röportaj
» Rob,Tay,Alec,Dakota&Stew-Eskilerden
» Yeni Röportaj Videoları
» Robert, Kristen, Taylor ve Şöhret - Prömiyerden Röportaj
» Stephenie Meyer'dan eski bi röportaj
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz