Dutch Dergisi " Stars " İle Yeni Kristen & Chris Röportajı

[Bella_Ceren]

[Resimleri sadece adminler görebilir.]


Kristen ve Chris, güçlü bir peri masalının çiftleri. Kristen Stewart'ı farklı iri yarı seksi adamları Robert Pattinson ve Taylor Lautner'den görmek için biraz alışmak gerekiyor. Ama dürüst olmak gerekirse, o ve Chris Hemsworth Snow White and the Hustman'da geelcek vaat eden bir çifte benziyor. Kristen artık vampir bir kız arkadaş değil, ama Chris yakışıklı bir avcıyı oynarken o da kıç tekmeleyen bir prensesi oynuyor. Yıldızlar özel bir röportaj için LA'ya gittiler.

Q: Bu film, Taylor ve Rob olmadan ilk büyük filmin. Onları özledin mi, Kristen?

K: Tabi ki, erkeklerimi özledim. Yıllar boyunca ailem oldular ve sabah sette olduğunda onları görememek tuhaf oluyor. Ama neyse ki Chris yanımdaydı. Çok çabuk çok yakın olduk bu yüzden o, iki arkaşım için mükemmel bir yedekti.

C: Gerçekten düşündüm de Kristen gibi şanslıydım çünkü birkaç zamandır hoşlanılmayan bir rakiptim. Ve hergün birlikte çalışmak zordu ve birbirlerimiz gibi davranıyorduk. Kristen, sevilen biri, işini çok ciddiye alıyor ve bunun gibi. Ve daha önemlisi de o, bir diva değil.

Q: Yüzüne vurduğunda hala onun sevimli olduğunu düşündün mü?

C: Haha, bu hikayeyi duydun mu? Evet, onun bana vurduğu bir sahne çektik. Kristen yüzüme doğru geliyordu ve her zaman yumruğu daha yakın geliyordu. Ve sonra bana vurdu, boum... yüzüme. Gözlerim maviydi ve sonraki birkaç sahnede şişkin bir burnum vardı.

K: İlk kez bunu önemsemedim çünkü vücudumda böyle bir telaş vardı çünkü ona mükemmel bir şekilde vurmuştum. Ama ağrı yüzünden Chris'i yerde görmüştüm, kendimi gerçekten kötü ve suçlu hisettmiştim.

C: Paniklenmeye başlamıştı, tüm zaman "Aman Tanrım" diye çığlık atıyordu. Ama bunun harika olduğunu düşündüm, düşündüm. Tüm hayatımda büyük çocuklara karşı boks yaptım ve sonra küçük, küçücük bir kadın tarafından yere yığıldım. Dalgındım ve sahneyi durdurmak zorunda kaldım çünkü kendimi sersem hissediyordum. Şimdiye kadar hiçkimse bana bunu yapmamıştı.

Q: Pamuk Prenses'i oynamak biraz çocuksu bir peri masalı değil mi?

K: Her zaman güzel elbiseler içerisinde yürüyen normal bir prensesi oynamadım. Bir çocukken asla bu masala bağlanmadım, plastik askelerle oynamayı tercih ederdim. Ama Pamuk Prenses farklı, bir savaşçı, her zaman kötü kraliçenin büyük ordularına karşı savaşıyor. Disney filmlerine koymak zorunda kaldığınız a*tal bir hikayeyi görmek istiyorsunuz. Çünkü Snow White And The Huntsman hiç de a*tal bir hikaye değil.

C: Pamuk Prensesin bu versiyonu iki güçlü bir kadın hakkında ve prensi tarafından kurtarılan çaresiz bir kız olmayan gibiyim. Kristen'in benim gibi birkaç akrobatik hareketleri olan sahnesi vardı, o, kıç tekmeleyen gerçek bir prenses.

Q: Rolüne hazırlanmak için ne yaptın?

C: Oldukça hevesli ve Thor'a sarılmıştım, buna bu filmin ihtiyacı yoktu. Avcı kaslı ama aynı zamanda ormanda yaşayan ayyaş biri, bu yüzden çok eğitimli gibi görünemiyor. Bu yüzden koşmaya ve boks yapmaya başladım. Ayrıca çok da sörf yapıyorum. Birkaç boş zamanım varken beni suda bulabilirsiniz.

K: Aynı zamanda çok eğitimli olmak istemedim çünkü Pamuk Prense hiç nasıl dövüşeceğini öğrenmedi. Her şeyi düşüncesizce yapıyor bu yüzden çok kıvrak görünmüyor. Ona dengemini korumak ve nasıl kılıç kullanacağını öğretmek için birkaç ders verdim, ama bu konuda fanatik olmamaya çalıştı çünkü Ninja Pamuk Prensesi değiştirmek istemedim.

Q: Yine senin için iki yakışlıklı erkeğin dövüştüğü doğru mu, Kristen?

K: (gülüyor) Evet bence bu biraz da benim hikayem.

C: a*tal olmadan, bir çeşit aşk üçgeni başlıyor. Prens ve Pamuk Prenses çocuk ve birlikte olmalarını anladılarını bildiklerinden beri bir ilişki yaşıyor ama sonra Avcıyı tanıyor ve onun için çok şeyler hissetmeye başlıyor.

K: Filmi izlerken bunu görmen gerekir, bununla biteceğini kimseye söylemeyeceğim.

Q: İyi bir peri masalında yaşadığını hisettiren duygulara sahip misin?

C: Oh, evet, kesinlikle. Eğer bana hayatımın nasıl bir rüya olduğunu sorarsanız, 10 yıl öncesini yaşadığımı, şimdiki hayatımı açıkladığımı söylerim. Demek istediğim, sahip olduğum bölümleri seçebiliyorum, en iyi aktörlerle çalışabiliyorum, ve yeryüzündeki en güzel kadınla evlendim (aktris Else Pataky) Aynı zamanda o, çocuklarımın annesi. Her gün bir peri masalında yaşadığımı hisssetiriyor ve hala uyanadığım anımı bekliyorum.

K: Peri masalında yaşadığıma inanmıyorum, yani hayatımda böyle birisini görmüyorum, beni yanlış anlama, yaşadığım boyunca her şeyle çok mutluyum. Ama bir şey bunun bir peri masalı olmadığını anlıyor ve bunun için çok sıkı çalıştım. Bunu düşünmenin çok gülünç olduğunu düşünüyorum.

Q: Ama kırmızı halıya yürüdüğünde kendini bir prenses gibi hissetmiyor musun?

K: Evet tabi ki, ama hala bir rolü oynuyorum, bu işimin bir parçası. Aslında bir prömiyer için giyinip kuşanan çok fazla arkadaşlarım var, çünkü kırmızı halıya yürüdüklerinde önemli olduklarını hissettiren duygulara sahipler. Hiç böyle hissetmedim ve bunun berbat olduğunu görmüyorum. Özel hayatımda arkadaşlarımla eğlenirken, prenses anılarım vardır.

C: Gerçekten kırmızı halıları, herhangi birisinden hoşlanmıyorum. Bu, bunun bir parçası, ama denizde mükemmel bir dalgayı bekliyorum, dalış kıyafetimle kendimi daha fazla güvende hissediyorum.

Q: Tümünün yarından sonra olacağı için korkmuyor musun?

C: Evet, eğer bunun üzerindenki çılgınlığa imza atabilirsem, bunu yaparım. Histeri, bunu yaşamak istediğim gibi bir hayat yaşamadığımdan emin olarak Twilight'ı yaptı ve eğer biraz daha sakin olabilirsem rahatlamış olabilirim bu yüzden sadece filmlerime odaklanabiliyorum. Korumalar olmadan nasıl daha fazla koşabiliceğimi bilmiyorum. Şimdi benim için koşmak için eğlenceli gibi görünüyor.

C: Kristen benden daha çılgın gibi değil. Bunu kabul ediyorum ama Thor fanları - vücut yapan erkekler - ve çok histerik değiller, haha. Ama başarılarımın farkındayım, ama başarılarım çok kısa olabiliyor. Şuan anda çok ünlü olan aktörleri görüyorsun ve bir yıl sonrasının hiçbir filmini görmüyorsun. Bu yüzden neredeyse kendim oluyorum ve kendimi yaptığım her filmi ile kanıtlamaya çalışıyorum. Hollywood'un baskısı beni korkutuyor ama bu iş aynı zamanda bana acelece bağımlı yapan bir adrenalin veriyor, bu da daha fazla iş yapmamı sağlıyor.

Q: 'Onların sonsuza kadar yaşaması' senin için ne demek?

K: Kendimle mutlu olmam demek! Evebeynlerim her zaman bana Çekici Prenses olmadan çalışmak zorunda olmanın mutlu olduğunu öğrettiler. Ama senin için dövüşen ve seni seven birilerin olması tabi ki hoş bir şey.

C: Mutlu olmak bana güzel filmleri yapmaya devem etmem olduğunu söylüyor, ama özellikle: seni seven insanlar tarafından kuşatılmış olmak. Çünkü bu, hayatın nasıl olduğu hakkında: Aşk!



Kaynak: Gossip-dance
Çeviri: meLissa


[Linkleri sadece adminler görebilir.]