EW 2011: Robert, Kristen ve Yönetmen Bill Condon ile Bir "Şafak Vakti" Röportajı

[lincolngamze]

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

"Ahh! Bu çok garip," diye bağırıyor Kristen Stewart. San Diego'da güneşli bir öğle vakti ve 21 yaşındaki aktris, Twilight Saga'daki rol arkadaşı (ve asla kabul edilmeyen ama erkek arkadaşı olduğu açık olan) 25 yaşındaki Robert Pattinson'ın yanında bir kanepede oturuyor. Oyuncular, Bill Condon - serinin son iki filminin, Şafak Vakti Bölüm 1 ve Bölüm 2'nin yönetmeni - ile birlikte yoğun bir Comic-Con sabahından sonra sessiz otel suitlerinde kahve içerek rahatlıyorlar. Ya da en azından Entertainment Weekly ekibi onlara Stephenie Meyer'in Şafak Vakti kitabını okumaya başlamadan önce rahatlıyorlardı. Stewart,"binlerce kez" okuduğunu düşündüğü sözleri duyunca "Bu çok garip, bunun üstesinden gelemiyorum," diyor.

Ama "garip" bir şeylerden bahsetmek istiyorsanız, bir sonraki filmde nelerin olduğunu göz önünde bulundurun: Bella ve Edward'ın uzun zamandır beklenen evliliği ve tutkulu balayılarının sonu: Bella'nın çok hızlı büyüyen ve onun hayatını tehlikeye atan yarı-vampir bebeğe hamileliği; Jacob'ın doğmamış bebekle olan gizemli ilişkisi; ve Bella'nın ölümüne neden olan tamamen dehşet verici ve kanlı doğum. Bu yüzden, Condon, Stewart ve Pattinson'dan tüm bunları başlatan sözcükleri dinlemelerini ve ne kadar garip olduğu önemli olmaksızın, bizimle düşüncelerini ve duygularını paylaşmalarını istedik.

Düğün
Ama gözlerimi gölgeliklerden çekip satenle örtülü sandalyeleri aşıp beni izleyen kalabalığı görünce, daha da kızararak en sonunda onu bulmayı başardım. İçinden daha da çok çiçeğin, daha fazla kurdelenin taştığı bir kemerin hemen önünde duruyordu.
Bill Condon: Kristen'da bu liste var. (Kristen'a dönüyor) Senaryoda bazı şeylerin altını çizdin mi bilmiyorum ama şöyleydin, "Bunlar korktuğum sahneler."
Kristen Stewart: Altını çizmedim, sadece biliyordum.
Condon: Bunu hiç anlamamıştım. Benim de kendi korktuğum sahnelerim vardı- bu kadar büyük bir odada 27 vampirle nasıl bir sahne çekersin gibi- ama düğün bunlardan biri değildi. Ama sonra anladım. Bu, Bella'nın hissettiği her şeyi ifade edebilmenin sorumluluğuydu.
Stewart: Kitabın o bölümünün tamamını binlerce kez okudum. Her şeyi ve herkesi ilk görüşüm acayip bir şekilde duygusaldı.
Pattinson: Evet, ilk ortaya çıktığında gerçekten tatlıydın.
Stewart: Ah, sus.
Pattinson: Önce ben sahnelerimi çektim. Ve sana bakıyordum, sen de kimsenin yüzünü görmesini istemiyor gibiydin. Eğlenceliydi, onun bundan duygusal olarak etkilendiğini görebiliyordum ve neredeyse o geçitin sonunda kalmak istemedim. Yanına gidip, "Gülünç olmayı bırak." demek istedim. (Gülüyor)
Stewart: O geçitten aşağı koşmak istedim. Çok kısa süreli ve duygusaldı.

Balayı
Bana ne olmuştu böyle? Tenime yapılmış kar beyaz tüylere anlam veremiyordum. Kafamı salladım ve saçlarımdan şelale gibi beyazlar dökülmeye başladı. Beyazlığın bir parçasını elime aldım. Kuş tüyüydü. "Neden kuş tüyüyle kaplıyım?"

Condon: Az önce okuduğun sahneyi ikisinin suda öpüşmesi takip ediyor. Aslında arada sahne kararıyor ve diğer sahneye geçiyor.

Ama gerçek bir seks sahnesi koymaya karar verdiniz.

Condon: Ah, evet.
Stewart: Yapmadığını hayal etsene? Tanrım, imkanı yok. Elbette o sahne olmak zorundaydı.
Ve tüyler, tabii ki önemliler çünkü Edward tutkunun hararetiyle yastıkları parçalıyor.
Pattinson: Bunun bir replik olmasını da çok isterdim. (Amerikan/Edward aksanıyla) "Bütün yastıkları ısırdım. Her. Bir. Tanesini." Sonra da ağlamaya başlardı. Ayrıca, sabah asıl utanması gereken şey o güzel yastıklar! Mısır pamuğundan! (Gülüyor) "Bu yatağı mahvettim!"

Bella Hayatını Seçiyor
Hayır," diye fısıldadım. Yanlış anlamıştım. Bebeği hiç önemsemiyordu. Onu incitmek istiyordu.
Pattinson: Bu Edward'ın karakterinin olumsuz bir yanını gösteriyor. Onunla düşüncesiz bir şekilde başa çıkıyor ve korkusunun öfkeye dönüşmesine izin veriyor. Oynamak oldukça güzeldi.
Condon: Ve filmdeki en güçlü sahnelerinden biri de.

Her iki karakter bir anda her zamankinden farklı davranıyor.

Pattinson: Birbirlerini şok ediyorlar.Ölümsüz bir seri için, hiçbir şeyin dokunamayacağı ölümsüz bir aşkın aniden--
Stewart: Dokunabilecek bir şey var. Bunu oynamak eğlenceliydi. Bella onu ve söylediği her şeyi hep sevdi ve yaptığı her şeyin doğru olduğunu düşündü. Bu ise açıkça onunla uyuşmadığı bir konu. Akılsızca ve körü körüne onu takip etmiyor. O her zaman bir çeşit muhalifti. Bunu seviyorum.
Burada film karanlık bir dönüş yapıyor, değil mi?
Condon: Kesinlikle. Bunun için neredeyse ölüyorsunuz. Çünkü düğünü ve balayını gördünüz, ama hiçbir çatışma yok. Aniden bu oluyor, ve Rob "O şeyi içinden çıkaracağız." diyor. Tüm sahip olduğunuz tek replik ve filmin gerisi de bu.

Jacob Bella'yı İçerken İzliyor
Bella pipetin ucunu dudaklarının arasına aldı, gözlerini sımsıkı yumdu. Elleri titredilçe kanın bardağın içinde oynarken çıkardığı sesi duyabiliyordum. Bir yudum aldı ve gözlerini açmadan sızlandı.

Bella sadece burada Jacob ile zaman geçirmek istiyor- çünkü, sonradan öğrendiğimiz gibi, bebeği zaten onun için yaratılmış.
Condon: Burada bir çıkış yolu yok. Bella bu aşk üçgeninden nasıl çıkacaktı? Jacob'ın kaybeden olmaması her şekilde imkansız görünüyordu. Fakat sonra bu diğer fikir geliyor. Kesinlikle garip, ama zekice. O her zaman bebeği sevdi ve bebek de her zaman onu sevdi.
Stewart: Tüylerim diken diken oldu!
Pattinson: Söylemeliyim ki, bu oldukça ürpertici. (Gülüyorlar) Ama bu yüzden o anları oynamayı sevdim. Tüm o tüyler ürpertici sahnelerin tadını çıkardım. Jacob'ın kanepeye oturup, "Bana öyle bakma" demesi gibi. Bella buna engel olamıyordu.
Pattinson: Ah! Bunu hiç bu şekilde düşünmemiştim (Bella'nın doğmamış bebeğinin, onun Jacob'la zaman geçirmek istemesine neden olacağını). Çünkü ben şöyle olmuştum; Bu sahne de neyin nesi? Bu çılgınca. Senden asırlar önce ayrılırdım.
Stewart: Birbirimize bağırışımızı dinlediğini hatırlamıyor musun? Jacob, "Tüm zaman boyunca beni etrafında istememiş miydin?" diyor ve ben "Evet," diyorum, sonra o, "O hissettiklerin şimdi gitmedi mi?" diyor. Ben de "Çok uzun zaman önce." diyorum.
Pattinson: Ahhhhh, evet.
Stewart: (Pattinson'ı işaret ederek) Yalan söylüyor. Hepsini unuttu!
Pattinson: Ah, sus. (Gülüyor) Bak, tüm seri boyunca Edward'ın bir pislik gibi davrandığı çok fazla sahne var.
Stewart: (Gülüyor) Ondan bu şekilde alıntı yapabilirsin.
Pattinson: Senin yanında oturuyorum ve şöyleyim, "Karım ölüyor. Kendi hayatımın da onun hayatının da içine ettim," ve Jacob da şöyle, (Bella'ya karşı) "Hey, bebeğim, bana o kadar kötü bakma." Ve ben orada elimde Bella'nın kusmuğunu biriktirdiğim bir kovayla oturuyorum.
Stewart: (Gülüyor) Tam olarak bunu yapıyor.
Pattinson: Bu gerçekten olmazdı. Kusmuğu ona (Jacob'a) fırlatmalıydım.
Stewart: Bu sahneleri gördüğüm için söyleyebilirim ki, Jacob ve Bella'nın kimyası her zamankinden daha da iyi.
Pattinson: (Stewart'a sahte-kötü bakışlar atıyor) Hiç hoş değil.
Condon: Son çektiğimiz sahne düğündeki Jacob ve Bella'nın dans sahnesiydi. Son çekim, Jacob'ın gitmesiydi. Ben "Kestik!" dedim ve Kristen, "Jacob!" diye bağırdı. Ve gelinliğini yukarı çekerek onun ardından ormana doğru koştu, "Geri gel! Beni terk etme!" diye bağırıyordu.
Pattinson: Bu da en eğlenceli şeylerden biriydi, Bella'yı Jacob'ın yanına dans için götürmek. Edward inanılmaz derecede güçlü bir karakter. Bu da nasıl oynayacağım hakkında en ufak bir fikrimin bile olmadığı sahnelerden biriydi.
Condon: Ama harika oynadın!

Edward'ı oynarken çok dikkatlisin.

Pattinson: Evet, çünkü onun bir aptal gibi görünmesini istemiyorum. Belli sahneler var... Jacob'ın Bella'nın kollarını tutup gitmesine izin vermemesi gibi. Ve bu bizim düğünümüzde oluyor, ben bile onunla dans etmeden önce! Eğer bu gerçek olsaydı, o anda iyi bir adam olmak, gidip o adamın kıçını tekmelemek ve bir daha dönmemesini sağlamak olurdu.
Stewart: Eğer bu hikayede olsaydı, çok yanlış olurdu.
Pattinson: Edward'ın ortalama bir insandan daha fazla öngörüsü var, ki bu onunla ilgili en kahramanca şeylerden biri. Aynı zamanda onu bir vampire dönüştüreceğinii de biliyor, bu yüzden bu şöyle bir şey, "Birkaç hafta içinde mahvolacaksın, dostum! Onunla yapabileceğin kadar birlikte olmaya bak!"

Son/Başlangıç
Sonraki, beklenmedik ve korkunç bir sesti. Metalin parçalanması gibiydi. Aylar öncesine ait dövüşlerin anılarını getiren, parçalandıklarında o yeni doğan vampirlerden çıkan ses. Başımı uzatıp Edward'ın, Bella'nın karnına yaslanmış yüzüne baktım.
Pattinson: Evet, bunu yaptık.
Stewart: (Condon'a) Ses efektini de koydun mu?
Condon: Evet.
Stewart: Bunu dinlemek için sabırsızlanıyorum.
Pattinson: O gün Stephenie (Meyer) ile eğlenceli bir sohbet ettik. Mekanikleri çözmeye çalıştık: Gerçekte ne çiğniyorum?
Stewart: Ah evet, bununla ilgili bir sohbet ettik.

Bu doğum sahnesi çekmek için sabırsızlandığın sahne miydi?
Condon: Evet, gerçekten öyleydi. Gerçek bir korku sahnesiydi. O birkaç gece muhteşem değil miydi? Bunun hakkındaki her şey çok gerçekçiydi.
Stewart: Sanki acayip çılgın bir film yapıyormuşuz gibiydi aslında.
...
Çeviri: Facebook, ''Robert Pattinson | Türkiye Fan Sayfası'' [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Acelem var okuyamıyorum şu an ama enfess görünüyo. İyi okumalar :)

[qizolum.]

Ah, bu MÜTHİŞTİ! Okuması fazlasıyla zevkliydi. :) Hele sahne bitince Stew'in Tay peşinde koşması, harika ya :)

Çok teşekkürler Gamze'm :))

[rens-peri]

Müthişti! Okurken inanılmaz eğlendim. :) 3'ü de birbirinden sempatik ve eğlenceliydi! :) Robert'ın Kris'e olan sahte kötü bakışı çok iyiydi ya.

Teşekkür ederim Gamze Abla. :)

[Mikli4]

Aha çok harika! Bayıldım.Müthiiiş.
Kris'in Jacob diye koşması çok iyi. Çok sempatikler ya.Ay çok güzeldi! Ay bayıldım.Ayyy
Teşekkürler.