12 Mart İstiklal Marşı'nın Kabulü
2 posters
:: Eğlence :: Serbest Bölge
1 sayfadaki 1 sayfası
12 Mart İstiklal Marşı'nın Kabulü
Bugün 12 Mart, milli marşımızın kabul günü. Sosyal Bilgiler dersi performans ödevi kapsamında yazdığım, İstiklal Marşı'nın kabulünü kapsayan yazımı sizinle paylaşmak istedim. Beğenmeniz dileğiyle.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
İSTİKLAL'İN GÜFTELERİ
Büyük İmparatorluğun çöküşüne şahitlik eden kara bulutlar büyüdükçe büyüyordu. Bu büyük imparatorluk, topraklarının ve halkının yok olmasına, istiklalinin elinden alınmasına seyirci kalıyordu.
Türk milleti, esaret altında yaşayamazdı. Kara bulut içinde yollarını aydınlatacak bir ışık arıyorlardı. Bu milli esaret aldında Mustafa Kemal bir ışık, bir güneş olarak doğdu.
Yine gürültülü topların sesleriyle, mermilerin yağmur gibi yağdığı bir günün sabahında İstiklal diye kükrüyordu tüm yürekler. İstikbal'i ne yansıtır, hangi güç buna etken olur sorularıyla atan kalplerin tercümanı Garp Cephesi erkanı harbiye reisi İsmet Bey oldu. İstiklal'in bir sembolü ve temsili olmalıydı. O gün verilen kararlar ile bağımsızlığa olan inancımız artmış ve yücelmiş olacaktı. İsmet İnönü'nün önerisi üzerine Maarif vekaleti tarafından bir güfte yarışması açıldı. Bağımsızlığa aşık bir devlet, milli bir marşa ihtiyaç duyardı. Kararın alınıp, yayınlandığı günden, yarışma zamanına kadar her yerde yazılacak güftelerin heyecanı ağır basıyordu. Yayımlanan kararnamede kazanana 500 lira ödül verileceği bildirilmişti. Türk halkının milli inancını yüceltecek olan bu marş, geleceği aydınlatacak ve aydınlık ufuklara yelken açacaktı. Milli duygularını yansıtmada başarılı olduğuna inanan tüm halk, Kurtuluş mücadelesine olan inançlarını kaleme aldı. Verilen süre boyunca halk büyük bir heyecan içinde duygularına tercüman olan kaleme büyük bir güç ve inançla sarıldı. Yarışmaya belirlenen süre zardında 724 kişi katılmış ve o büyük günün heyecanına hapsolunmuştu. Milli duygularını sessiz çığlıklarından sıyıran, vatan ve milletine büyük bir sevgiyle bağlı olan Burdur Milletvekili Mehmet Akif Ersoy, her günün başlangıcında vatanına olan sevgisini arttırıyor ve bu sevgiyi içine sığdıramıyordu. O da haber almıştı bu yarışmadan. Katılmak istemişti fakat para ödülünü duyduğu anda bunu yapamayacağını hissetmiş, yarışmaya katılmaktan vazgeçmişti. Para ile ölçülemeyecek bir değerde olan vatan sevgisini kendi içindeki güftelerde bulmuştu o. Maarif Vekili Hamdullah Suphi bu konuda Mehmet Akif'e o kadar çok ısrarda bulunuyordu ki, yarışmaya katılmasını çok istediğini ona en iyi şekilde yansıtıyordu. Fakat Akif'in yarışmaya katılmak konusundaki şartı para ödülünü kabul etmeyeceği olmuştu. İstiklal Harbi'nin, özellikle hangi ruh ve ideolojik çerçeve içerisinde verebileceğini Türklere göstermek amacıyla, Ankara'daki Taceddin Dergahı'nda yazdığı ve İstiklal Harbi'nin haberini verecek olan Türk ordusuna ithaf ettiği şiirini yarışmaya koydu. O öyle büyük bir inan ve sevgi ile yoğurulmuş duyguydu ki vatan sevgisini en iyi yansıtan yüreklerden birinin sahibiydi. Ve o gün gelip çatmıştı. Herkes büyük bir heyecan ve merak içerisindeydi. Yarışmaya katılan 724 şiir şimdi teker teker incelenecek ve yorumlanacaktı. Herkes derin mutluluklar yaşıyordu ve tüm yürekler tek yürek haline gelmişti. 724 şiir büyük bir inceleme altına alınmış ve okunmuştu. Fakat bunlardan hiçbiri ulusal heyecanı, bağımsızlık savaşının ruhunu yansıtacak güçte görülmemişti. Mehmet Akif Ersoy'un isteği kabul edilmiş ve onun şiirinin incelenmesi konusunda para ödülü tasviri ortadan kaldırılmıştı. İstiklal'in duygusunu en iyi şekilde yansıtan satırların incelenmesine gelmişti sıra. Gözler, yazılan satırlara iliştiğinde yürek dolu bir ses gürledi:
"Korma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak."
Nefesler tutulmuş, soluklar kesilmişti. Milli duygu ve heyecan ancak bu kadar güzel taçlandırılabilirdi. Mehmet Akif'in 8 saat içinde yazdığı bu güfteler her kesin içine bir ağ gibi işlemişti. Bu mükemmel duyguları içeren ve en iyi şekilde yansıtan marş, TBMM'NİN 12 Mart 1337 tarihli toplantısının öğleden sonraki oturumunda "ekseriyet-i azime"(büyük çoğunluk) ile resmi marş olarak kabul edildi. Büyük bir heyecan ve mutluluk bu marşla yüreklenmiş, yücelmişti. Kabulden sonra Maarif Vekili Hamdullah Suphi tarafından Meclis kürsüsünde okunarak büyük bir coşkuyla alkış görmüştür. Daha sonra çeşitli gazetelerde yayımlanarak marşın kabulü halka duyuruldu. Mehmet Akif için müthiş bir gurur olan marşın kabulü herkesi mutlu kıldı ve duygulandırdı. Her bir satır tüm yürekleri sevgiyle coşturmuş, heyecanlandırmış ve yüce kılmıştır. 1930 yılında Osman Zeki Üngör tarafından batı marşları tarzındaki bestesiyle biçimlendirilmiştir.
Mehmet Akif heyecan ve mutluluk dolu gururunu "Bu marş milletindir, milletin eseridir, milletin malıdır." sözleriyle keskinleştirmiştir. Vatanına ve milletine olan aşkını bu son sözleriyle taçlandırmış, yüceltmiştir.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
İSTİKLAL'İN GÜFTELERİ
Büyük İmparatorluğun çöküşüne şahitlik eden kara bulutlar büyüdükçe büyüyordu. Bu büyük imparatorluk, topraklarının ve halkının yok olmasına, istiklalinin elinden alınmasına seyirci kalıyordu.
Türk milleti, esaret altında yaşayamazdı. Kara bulut içinde yollarını aydınlatacak bir ışık arıyorlardı. Bu milli esaret aldında Mustafa Kemal bir ışık, bir güneş olarak doğdu.
Yine gürültülü topların sesleriyle, mermilerin yağmur gibi yağdığı bir günün sabahında İstiklal diye kükrüyordu tüm yürekler. İstikbal'i ne yansıtır, hangi güç buna etken olur sorularıyla atan kalplerin tercümanı Garp Cephesi erkanı harbiye reisi İsmet Bey oldu. İstiklal'in bir sembolü ve temsili olmalıydı. O gün verilen kararlar ile bağımsızlığa olan inancımız artmış ve yücelmiş olacaktı. İsmet İnönü'nün önerisi üzerine Maarif vekaleti tarafından bir güfte yarışması açıldı. Bağımsızlığa aşık bir devlet, milli bir marşa ihtiyaç duyardı. Kararın alınıp, yayınlandığı günden, yarışma zamanına kadar her yerde yazılacak güftelerin heyecanı ağır basıyordu. Yayımlanan kararnamede kazanana 500 lira ödül verileceği bildirilmişti. Türk halkının milli inancını yüceltecek olan bu marş, geleceği aydınlatacak ve aydınlık ufuklara yelken açacaktı. Milli duygularını yansıtmada başarılı olduğuna inanan tüm halk, Kurtuluş mücadelesine olan inançlarını kaleme aldı. Verilen süre boyunca halk büyük bir heyecan içinde duygularına tercüman olan kaleme büyük bir güç ve inançla sarıldı. Yarışmaya belirlenen süre zardında 724 kişi katılmış ve o büyük günün heyecanına hapsolunmuştu. Milli duygularını sessiz çığlıklarından sıyıran, vatan ve milletine büyük bir sevgiyle bağlı olan Burdur Milletvekili Mehmet Akif Ersoy, her günün başlangıcında vatanına olan sevgisini arttırıyor ve bu sevgiyi içine sığdıramıyordu. O da haber almıştı bu yarışmadan. Katılmak istemişti fakat para ödülünü duyduğu anda bunu yapamayacağını hissetmiş, yarışmaya katılmaktan vazgeçmişti. Para ile ölçülemeyecek bir değerde olan vatan sevgisini kendi içindeki güftelerde bulmuştu o. Maarif Vekili Hamdullah Suphi bu konuda Mehmet Akif'e o kadar çok ısrarda bulunuyordu ki, yarışmaya katılmasını çok istediğini ona en iyi şekilde yansıtıyordu. Fakat Akif'in yarışmaya katılmak konusundaki şartı para ödülünü kabul etmeyeceği olmuştu. İstiklal Harbi'nin, özellikle hangi ruh ve ideolojik çerçeve içerisinde verebileceğini Türklere göstermek amacıyla, Ankara'daki Taceddin Dergahı'nda yazdığı ve İstiklal Harbi'nin haberini verecek olan Türk ordusuna ithaf ettiği şiirini yarışmaya koydu. O öyle büyük bir inan ve sevgi ile yoğurulmuş duyguydu ki vatan sevgisini en iyi yansıtan yüreklerden birinin sahibiydi. Ve o gün gelip çatmıştı. Herkes büyük bir heyecan ve merak içerisindeydi. Yarışmaya katılan 724 şiir şimdi teker teker incelenecek ve yorumlanacaktı. Herkes derin mutluluklar yaşıyordu ve tüm yürekler tek yürek haline gelmişti. 724 şiir büyük bir inceleme altına alınmış ve okunmuştu. Fakat bunlardan hiçbiri ulusal heyecanı, bağımsızlık savaşının ruhunu yansıtacak güçte görülmemişti. Mehmet Akif Ersoy'un isteği kabul edilmiş ve onun şiirinin incelenmesi konusunda para ödülü tasviri ortadan kaldırılmıştı. İstiklal'in duygusunu en iyi şekilde yansıtan satırların incelenmesine gelmişti sıra. Gözler, yazılan satırlara iliştiğinde yürek dolu bir ses gürledi:
"Korma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak."
Nefesler tutulmuş, soluklar kesilmişti. Milli duygu ve heyecan ancak bu kadar güzel taçlandırılabilirdi. Mehmet Akif'in 8 saat içinde yazdığı bu güfteler her kesin içine bir ağ gibi işlemişti. Bu mükemmel duyguları içeren ve en iyi şekilde yansıtan marş, TBMM'NİN 12 Mart 1337 tarihli toplantısının öğleden sonraki oturumunda "ekseriyet-i azime"(büyük çoğunluk) ile resmi marş olarak kabul edildi. Büyük bir heyecan ve mutluluk bu marşla yüreklenmiş, yücelmişti. Kabulden sonra Maarif Vekili Hamdullah Suphi tarafından Meclis kürsüsünde okunarak büyük bir coşkuyla alkış görmüştür. Daha sonra çeşitli gazetelerde yayımlanarak marşın kabulü halka duyuruldu. Mehmet Akif için müthiş bir gurur olan marşın kabulü herkesi mutlu kıldı ve duygulandırdı. Her bir satır tüm yürekleri sevgiyle coşturmuş, heyecanlandırmış ve yüce kılmıştır. 1930 yılında Osman Zeki Üngör tarafından batı marşları tarzındaki bestesiyle biçimlendirilmiştir.
Mehmet Akif heyecan ve mutluluk dolu gururunu "Bu marş milletindir, milletin eseridir, milletin malıdır." sözleriyle keskinleştirmiştir. Vatanına ve milletine olan aşkını bu son sözleriyle taçlandırmış, yüceltmiştir.
Bella_Ceren- KurtAdam
- Mesaj Sayısı : 7995
Puan : 18017
Kayıt tarihi : 26/12/10
Nerden : Ankara
Geri: 12 Mart İstiklal Marşı'nın Kabulü
Ellerine sağlık kuzum,muhteşem bir yazı
nessie!!- Nirvana
- Mesaj Sayısı : 10106
Puan : 24496
Kayıt tarihi : 06/01/11
Yaş : 29
Nerden : BERKHAKMAN
Geri: 12 Mart İstiklal Marşı'nın Kabulü
Çok teşekkür ederim bitanem. :)
Bella_Ceren- KurtAdam
- Mesaj Sayısı : 7995
Puan : 18017
Kayıt tarihi : 26/12/10
Nerden : Ankara
Similar topics
» İyi Ki doğdun Patriick (..!İSTİKLAL!..)
» 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü
» Setten Haberler: 29 Mart
» Jensen & Jared - 31 Mart
» RobSten Paris'te-3 Mart 2012
» 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü
» Setten Haberler: 29 Mart
» Jensen & Jared - 31 Mart
» RobSten Paris'te-3 Mart 2012
:: Eğlence :: Serbest Bölge
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz