James & Sirius
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
James & Sirius
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
JK Rowling tarafından el yazısıyla yazılan ve 800 kelimeden oluşan hikaye, Harry Potter öncesinde James ve Sirius’un henüz gençken, bir Muggle polisiyle karşılaşmasını anlatıyor. Bu hikaye Ağustos 2008′de açık arttırmayla 25.000 Pound’a (yaklaşık 50.000 dolar) satıldı ve tüm geliri iki hayır kurumuna bağışlandı.
JK Rowling ile Hikaye Üzerine:
Bundan birkaç ay önce bir grup yazar 10 Haziran 2008 tarihinde satışa çıkmak üzere Waterstones tarafından bir açık arttırmaya devat edildiler. Bu açık arttırmada yazarlar el yazısıyla kartlara hikayeler yazacaktı ve tüm gelir bir yazar topluluğu olan English Pen derneği ile Disleksi Cemiyetine aktarılacaktı.
Kafamda dolaşan bir sürü fikirden sonra Harry Potter serisinin öncesini anlatan kısa bir hikaye yazmaya karar verdim (kendim için!). Yaklaşık 800 kelime uzunluğunda olacaktı ve Harry’nin doğumundan üç yıl öncesinde geçecekti.
Sanki bağımlılığı tekrar nükseden biriymiş gibi hissetmiş olsam da oturup yazdım-kelimeler kalemimden inanılmaz bir kolaylıkla döküldü – Hikayenin öncesini anlatan bir yazı üstünde çalışmıyordum. Kesinlikle o kartın da sonuna yazdığım gibi. Sadece bunun yardım için para kazandıracak en kolay yol olduğunu düşündüm.
___________________________________
James & Sirius
Süratli motorsiklet sert virajı karanlıkta öyle hızlı aldı ki takip eden araçtaki iki polis memuru da “Yuh” diye bağırdı. Komiser Fisher, motorsikletin arka oturağında oturan çocuğun tekerleklerinin altına doğru uçmuş olması gerektiğini düşünerek geniş ayağını frene bastırdı; ancak, araç dönüşü üstündeki her iki kişiyi de üstünden atmadan tamamlamış ve kırmızı stop lambalarının yanıp sönüşüyle, dar yan sokaklardan birinde kaybolmuştu.
“Şimdi kıstırdık onları!” diye haykırdı polis memuru Anderson heyecanla. “Orası çıkmaz sokak!”
Direksiyona sertçe asılıp gaza basarak, Fisher dar yola girip takibe devam ederken, arabanın yanlarındaki boyanın yarısını da sıyırdı.
Çeyrek saatlik bir kovalamacanın ardından takip edilenler, far ışığında sabit olarak oturdular. İki binici, yükselen tuğla duvar ile o anda kükreyen, parlak gözlü bir vahşi hayvan gibi üstlerine gelen polis arabası arasında kapana kısılmışlardı.
Arabanın kapılarıyla geçidin duvarları arasında o kadar küçük bir alan vardı ki Fisher ve Anderson araçtan güçlükle çıkabildi. Serserilere doğru yengeç misali zorlukla ilerlemek gururlarını incitti. Fisher geniş göbeğini duvar boyunca sürüklerken; gömleğinin düğmeleri söküldü, en sonunda da dikiz aynalarından bir tanesini sırtıyla kırdı.
Mavi ışığın altında durumun tadını çıkarırmışçasına oturan, sırıtan gençlere “İnin motordan!” diye bağırdı.
Söyleneni yaptılar. Sonunda dikiz aynasını kırıp kendini kurtaran Fisher, çocukları inceledi. Ergenlik çağının son yıllarında gibi görünüyorlardı. Motoru sürenin uzun siyah saçları vardı; onun bu küstah görünümü nahoş bir şekilde kızının gitar çalan aylak, erkek arkadaşını anımsattı. Öteki oğlanın da aynı şekilde siyah ancak kısa ve tüm yönlere doğru dağılmış saçları, gözlüğü ve geniş bir sırıtışı vardı. İkisi de -hiç şüphesiz- kafa şişirici, zevksiz bir rock grubunun amblemi olan büyük altın rengi bir kuşla süslü olan T-shirt giyinmişlerdi.
“Kask yok!” diye bağırdı Fisher, bir kasksız kafadan öteki kasksız kafayı işaret edererk. “Hız limitini fazlasıyla büyük bir miktarda aştınız!!” (Aslında kaydedilen hız, Fisher’ın bir motorsikletin gidebileceğini sandığından çok daha büyük bir miktardı.) “Polis ikaz etmesine rağmen durmadınız!”
“Kalıp sohbet etmeyi çok isterdik” dedi gözlüklü oğlan, “Biz sadece..”
“Bilmişlik taslama – ikinizin de başı büyük belada!” diye hırladı Anderson. “İsimler!”
“İsimler?” diye tekrarladı uzun saçlı sürücü. “Ee -şey, bakalım.. Wilberforce var… Bathsheba… Elvendork…”
“Hem onun güzel de bir yanı var, hem erkek hem de kız için kullanabilirsin” dedi gözlüklü oğlan.
“Ah, BİZİM isimlerimizi mi kastettin?” diye sordu memur Anderson sinirle patlamadan. “Belirtmeliydin! Buradaki James Potter ve ben de Sirius Black!”
“Birazdan işler senin için cidden, aynı soyadın gibi kapkara olacak, seni küçük arsız..”
Ama ne James ne de Sirius aldırış ediyorlardı. Birdenbire avcı köpekleri gibi dikkat kesilmişlerdi; Fisher ve Anderson’ın arkasına, polis arabasının tepesinin üstünden sokağın karanlık ağzına doğru gözlerini dikip bakıyorlardı. Ardından, aynı anda senkronize hareketlerle, ikisi de arka ceplerine doğru uzandılar.
Bir kalp atışı süresince iki polis memuru da silahların kendilerini doğrultulmuş olduğunu sandı, ancak bir saniye sonra motosikletlilerin çektikleri şeyin sadece -
“Baget mi?” dedi Anderson kahkaha atarak. “Bir çift şakacısınız, değil mi? Neyse, sizleri tutukluyorum…”
Ama Anderson neden tutukladığını söyleyemedi. James ve Sirius anlaşılmaz bir şeyler bağırdı ve farların ışıkları oynadı.
Polisler etrafında döndü, ve geriye doğru sendelediler. Üç tane adam sokaktan yukarı doğru, süpürgelerin üstünde uçuyorlardı – gerçekten UÇUYORLARDI – ve aynı zamanda polis arabası arka tekerlekleri üzerinde havaya kalktı.
Fisher’ın dizlerinin bağı çözüldü, sert bir şekilde yere oturdu; Anderson da Fisher’ın bacaklarına takılıp onun üstüne düştü, – PAT! – BAM! – ÇATIRT – süpürgedeki adamların bir tarafı havaya kalkmış olan arabaya çarptıklarını ve -görünüşe göre baygın olarak- yere düştüklerini duydular. Kırık süpürge parçaları da etraflarında takırdadı.
Motorsiklet tekrar canlandı. Ağzı açık kalmış bir şekilde Fisher, iki delikanlıya tekrar dönüp bakmak için gücünü topladı.
“Çok teşekkürler!” diye bağırdı Sirius motorun hırıltısını bastırarak. “Size borçluyuz!”
“Evet, çok memnun olduk!” dedi James. “Ve unutmayın: Elvendork! Üniseks bir isim!”
Yeri yerinden oynatan bir çarpma sesiyle Fisher ve Anderson korkuyla kollarını birbirlerine doladılar; arabaları tekrar yere düşmüştü. Kalkma sırası şimdi motorsikletteydi. Polislerin inanamayan gözleri önünde, motor havalandı: James ve Sirius amotorun stop lambaları arkalarından kaybolmakta olan bir yakut gibi göz kırparken, gecenin karanlığında gözden uzaklaştılar.
JK Rowling tarafından el yazısıyla yazılan ve 800 kelimeden oluşan hikaye, Harry Potter öncesinde James ve Sirius’un henüz gençken, bir Muggle polisiyle karşılaşmasını anlatıyor. Bu hikaye Ağustos 2008′de açık arttırmayla 25.000 Pound’a (yaklaşık 50.000 dolar) satıldı ve tüm geliri iki hayır kurumuna bağışlandı.
JK Rowling ile Hikaye Üzerine:
Bundan birkaç ay önce bir grup yazar 10 Haziran 2008 tarihinde satışa çıkmak üzere Waterstones tarafından bir açık arttırmaya devat edildiler. Bu açık arttırmada yazarlar el yazısıyla kartlara hikayeler yazacaktı ve tüm gelir bir yazar topluluğu olan English Pen derneği ile Disleksi Cemiyetine aktarılacaktı.
Kafamda dolaşan bir sürü fikirden sonra Harry Potter serisinin öncesini anlatan kısa bir hikaye yazmaya karar verdim (kendim için!). Yaklaşık 800 kelime uzunluğunda olacaktı ve Harry’nin doğumundan üç yıl öncesinde geçecekti.
Sanki bağımlılığı tekrar nükseden biriymiş gibi hissetmiş olsam da oturup yazdım-kelimeler kalemimden inanılmaz bir kolaylıkla döküldü – Hikayenin öncesini anlatan bir yazı üstünde çalışmıyordum. Kesinlikle o kartın da sonuna yazdığım gibi. Sadece bunun yardım için para kazandıracak en kolay yol olduğunu düşündüm.
___________________________________
James & Sirius
Süratli motorsiklet sert virajı karanlıkta öyle hızlı aldı ki takip eden araçtaki iki polis memuru da “Yuh” diye bağırdı. Komiser Fisher, motorsikletin arka oturağında oturan çocuğun tekerleklerinin altına doğru uçmuş olması gerektiğini düşünerek geniş ayağını frene bastırdı; ancak, araç dönüşü üstündeki her iki kişiyi de üstünden atmadan tamamlamış ve kırmızı stop lambalarının yanıp sönüşüyle, dar yan sokaklardan birinde kaybolmuştu.
“Şimdi kıstırdık onları!” diye haykırdı polis memuru Anderson heyecanla. “Orası çıkmaz sokak!”
Direksiyona sertçe asılıp gaza basarak, Fisher dar yola girip takibe devam ederken, arabanın yanlarındaki boyanın yarısını da sıyırdı.
Çeyrek saatlik bir kovalamacanın ardından takip edilenler, far ışığında sabit olarak oturdular. İki binici, yükselen tuğla duvar ile o anda kükreyen, parlak gözlü bir vahşi hayvan gibi üstlerine gelen polis arabası arasında kapana kısılmışlardı.
Arabanın kapılarıyla geçidin duvarları arasında o kadar küçük bir alan vardı ki Fisher ve Anderson araçtan güçlükle çıkabildi. Serserilere doğru yengeç misali zorlukla ilerlemek gururlarını incitti. Fisher geniş göbeğini duvar boyunca sürüklerken; gömleğinin düğmeleri söküldü, en sonunda da dikiz aynalarından bir tanesini sırtıyla kırdı.
Mavi ışığın altında durumun tadını çıkarırmışçasına oturan, sırıtan gençlere “İnin motordan!” diye bağırdı.
Söyleneni yaptılar. Sonunda dikiz aynasını kırıp kendini kurtaran Fisher, çocukları inceledi. Ergenlik çağının son yıllarında gibi görünüyorlardı. Motoru sürenin uzun siyah saçları vardı; onun bu küstah görünümü nahoş bir şekilde kızının gitar çalan aylak, erkek arkadaşını anımsattı. Öteki oğlanın da aynı şekilde siyah ancak kısa ve tüm yönlere doğru dağılmış saçları, gözlüğü ve geniş bir sırıtışı vardı. İkisi de -hiç şüphesiz- kafa şişirici, zevksiz bir rock grubunun amblemi olan büyük altın rengi bir kuşla süslü olan T-shirt giyinmişlerdi.
“Kask yok!” diye bağırdı Fisher, bir kasksız kafadan öteki kasksız kafayı işaret edererk. “Hız limitini fazlasıyla büyük bir miktarda aştınız!!” (Aslında kaydedilen hız, Fisher’ın bir motorsikletin gidebileceğini sandığından çok daha büyük bir miktardı.) “Polis ikaz etmesine rağmen durmadınız!”
“Kalıp sohbet etmeyi çok isterdik” dedi gözlüklü oğlan, “Biz sadece..”
“Bilmişlik taslama – ikinizin de başı büyük belada!” diye hırladı Anderson. “İsimler!”
“İsimler?” diye tekrarladı uzun saçlı sürücü. “Ee -şey, bakalım.. Wilberforce var… Bathsheba… Elvendork…”
“Hem onun güzel de bir yanı var, hem erkek hem de kız için kullanabilirsin” dedi gözlüklü oğlan.
“Ah, BİZİM isimlerimizi mi kastettin?” diye sordu memur Anderson sinirle patlamadan. “Belirtmeliydin! Buradaki James Potter ve ben de Sirius Black!”
“Birazdan işler senin için cidden, aynı soyadın gibi kapkara olacak, seni küçük arsız..”
Ama ne James ne de Sirius aldırış ediyorlardı. Birdenbire avcı köpekleri gibi dikkat kesilmişlerdi; Fisher ve Anderson’ın arkasına, polis arabasının tepesinin üstünden sokağın karanlık ağzına doğru gözlerini dikip bakıyorlardı. Ardından, aynı anda senkronize hareketlerle, ikisi de arka ceplerine doğru uzandılar.
Bir kalp atışı süresince iki polis memuru da silahların kendilerini doğrultulmuş olduğunu sandı, ancak bir saniye sonra motosikletlilerin çektikleri şeyin sadece -
“Baget mi?” dedi Anderson kahkaha atarak. “Bir çift şakacısınız, değil mi? Neyse, sizleri tutukluyorum…”
Ama Anderson neden tutukladığını söyleyemedi. James ve Sirius anlaşılmaz bir şeyler bağırdı ve farların ışıkları oynadı.
Polisler etrafında döndü, ve geriye doğru sendelediler. Üç tane adam sokaktan yukarı doğru, süpürgelerin üstünde uçuyorlardı – gerçekten UÇUYORLARDI – ve aynı zamanda polis arabası arka tekerlekleri üzerinde havaya kalktı.
Fisher’ın dizlerinin bağı çözüldü, sert bir şekilde yere oturdu; Anderson da Fisher’ın bacaklarına takılıp onun üstüne düştü, – PAT! – BAM! – ÇATIRT – süpürgedeki adamların bir tarafı havaya kalkmış olan arabaya çarptıklarını ve -görünüşe göre baygın olarak- yere düştüklerini duydular. Kırık süpürge parçaları da etraflarında takırdadı.
Motorsiklet tekrar canlandı. Ağzı açık kalmış bir şekilde Fisher, iki delikanlıya tekrar dönüp bakmak için gücünü topladı.
“Çok teşekkürler!” diye bağırdı Sirius motorun hırıltısını bastırarak. “Size borçluyuz!”
“Evet, çok memnun olduk!” dedi James. “Ve unutmayın: Elvendork! Üniseks bir isim!”
Yeri yerinden oynatan bir çarpma sesiyle Fisher ve Anderson korkuyla kollarını birbirlerine doladılar; arabaları tekrar yere düşmüştü. Kalkma sırası şimdi motorsikletteydi. Polislerin inanamayan gözleri önünde, motor havalandı: James ve Sirius amotorun stop lambaları arkalarından kaybolmakta olan bir yakut gibi göz kırparken, gecenin karanlığında gözden uzaklaştılar.
krissness-jacksaw- Mesaj Sayısı : 8
Puan : 14
Kayıt tarihi : 07/01/11
Geri: James & Sirius
Hımm..çok güzel olmuş ya :)
Keşke biraz daha uzun olsaymış.
Teşekkürler =)
Keşke biraz daha uzun olsaymış.
Teşekkürler =)
soğuk_prenses- Vejeteryan
- Mesaj Sayısı : 748
Puan : 770
Kayıt tarihi : 08/02/11
Yaş : 28
Nerden : Bilinmezliğin Ötesinden .)
Similar topics
» James Blunt
» Harry James Potter
» Telefonun kapalı olsun James
» James Blunt - Carry You Home
» James Gandolfini Kristen Hakkında Konuşuyor
» Harry James Potter
» Telefonun kapalı olsun James
» James Blunt - Carry You Home
» James Gandolfini Kristen Hakkında Konuşuyor
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz